*** “Kamuda Tasarruf ve Verimlilik” Paketi’nin, özellikle “nitelikli” yerel basını ortadan kaldıracağını, giderleri çok daha az olduğu için niteliksizlerin suyun yüzünde kalacaklarını son günlerde ısrarla yazıp duruyorum. Resmi ilan pastasından hak etmeyenlerin pay almasını önlemek gerektiğini, hem istihdam, hem de habercilik açısından “doğru” örneklerin yaşatılmasıyla, demokrasiye de hizmet edilmiş olacağını avazım çıktığı kadar bağırıyorum.

*** Basın İlan Kurumu’nun bu yıl, yaygın, yerel gazetelere, internet haber sitelerine dağıtacağı resmi ilan tutarının toplam 4 milyar lira civarında olacağını da belirtiyorum. Bir teknik bilgi aldım; bunun 2 milyar lira kadarı kamudan, kalan yarısı ise icra ilanları vb. yoluyla özel kesimden çıkacakmış. Yerel basın zaten, aldığı resmi ilan bedellerinin çoğunu, sigorta primi, KDV, vergi gibi yollardan kamuya geri veriyor. Arada da ucuza istihdam sağlamış oluyor.

*** Şimdi gelelim asıl konuya…Kamuya açık “Kamu İhale İzleme Raporu”na göre, 4734 Sayılı Kanun kapsamında 2023 yılında alımların % 46.60’ı ilan edilerek “açık ihale” yoluyla yapılmış. Yüzde 30.13’ü pazarlık, % 17.86’sı istisna, % 5.37’si ise doğrudan alım yöntemiyle gerçekleştirilmiş. Son yıllarda açık ihale sayısının giderek azaldığı da gözleniyor. Toplam rakam ise 1 trilyon 612 milyar 377 milyon lira. (Sakın yanlış anlaşılmasın, eski parayla değil.)

*** Biliyoruz ki, ihaleler gazetede ilan edilerek, rekabete açık biçimde yapılırsa, bundan devlet kazançlı çıkıyor. Kapalı kapılar ardında yapılan alımlar, devletin mal veya hizmeti daha pahalıya maletmesiyle sonuçlanıyor. Şayet kamu yararı gözetilecek olursa, resmi ilan bedelinden kaçınılmayıp açık ihale yolunun tercih edilmesi gerekir. Hatta bu, adil, eşitlikçi, tutumlu, “tüyü bitmedik yetimin hakkını gözeten” bir devlet için zorunluluktur.

*** Devletin basın sektörüne resmi ilan dağıtımını gerçekleştiren organı Basın İlan Kurumu, eğer siyasi baskılara maruz kalmazsa, hak edenle etmeyeni ayırabilir, adaleti sağlayabilir. Tasarruf Tedbirleri’nden, yerel basını yok oluşa sürükleyen hükümler çıkarılırsa da, ekonomi batmaz. Zaten 2 milyar liralık bir tasarruftan vazgeçildiği için batacaksa da, aslında batmıştır da bizim haberimiz yoktur.