Dini bayramlar, küskünlerin barıştığı, uzak-yakın akrabaların, aile dostlarının ve birbirini seven tüm insanların bir araya gelip kucaklaştığı “müstesna” günlerdir.

Başka hiçbir gerekçesi olmaksızın, birbirini hiç tanımayan insanların bile karşılıklı iyi duygularını, esenlik dileklerini paylaştıkları “manevi” bir iklimdir.

Bayramlarda içten gelen güzel dilekler, tanıdık-tanımadık herkese, İslam alemine, hatta tüm insanlığa yönelik olarak ifade edilir. Zaten bayram demek, barış, kardeşlik, sevgi, saygı, merhamet, şefkat demektir.

Özellikle, dini duyguları kadar insan sevgisi de güçlü Türk Milleti için bayram, tartışmasız “en özel” zaman dilimidir.

*

30 Ağustos Çarşamba günü, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yolunu açan Büyük Zafer’in 95. yıldönümünü, milletçe, yine büyük bir coşku ve gururla kutlayacağız.

Tarihimizin gerçekten kutlu günlerinden biri…Ulusal gurur, coşku…

Hemen ertesi gün, 31 Ağustos Perşembe “arefe”, 1 Eylül Cuma ise Kurban Bayramı…

Birlik, beraberlik ve kardeşliğimizi bir kez daha pekiştirme fırsatı…

Özetle, çok güzel bir hafta var önümüzde.

*

Ama şunu artık herkes biliyor; hayata pozitif bakışınız, içinizi kaplayan umut ve sevgi, siyaset haberlerini izlemeye başladığınız anda yerini karamsarlığa bırakıyor.

Sürekli tekrar edildiği üzere, toplum gerginlikten yoruldu.

Bu millet bu kadarını hak etmiyor doğrusu.

*

Alın size bir gazete haberi:

Eğitim için yurt dışına gitmek isteyen gençlerin oranı, geçen yıla göre yüzde 30 artmış.

İmkânı olan, fırsatını bulan genç, eğitimini yurt dışında yapmaya yöneliyor.

Yine, üniversite öğrenimi almış gençler, kendilerini yurt dışına atabilmek için her yolu deniyor.

Avrupa’da, Amerika’da yaşamak her zaman cazip gelmiştir insanlarımıza. Ama, bu defa, ülkeden kaçarcasına bir gidiş eğilimi seziliyor.

İnsanın içini acıtan bu.
Görünen o ki, insanımız mutsuz…İnsanımız kendisine iyi bir gelecek göremiyor…Ülkenin geleceğine ilişkin güven duygusu zayıflıyor…

Bunun arkasından “kaçış” psikolojisi boy gösteriyor.

*

İyimser olabilmek için herhangi bir belirti yok ortada, ama yine de bayramın manevi gücüne sığınıp, birlik-beraberlik, kardeşlik ve siyasette yumuşama umutlarımızı yeşertmeye çalışıyoruz.

Ruh çağırır gibi, sevgi, saygı, karşılıklı anlayış ve hoşgörü çağrısı yapıyoruz.

Tüm olumsuzluklara karşın umudumuzu koruma kararlılığıyla…