Türkiye gri listeden çıkarıldı. Gri listeden çıkmak güzel elbette, buna seviniriz. Ancak aklımızın çengeline bir soru takılıyor. Bu listeye neden girmiştik? Kim sokmuştu? Buraya girişteki kirli geçmiş ne idi? Bunları sorgulamazsak doğru sonuca varamayız. Bakıyoruz yandaş medya düğün bayram etme kıvamında. Aynen Nasrettin Hoca hikayesi gibi. Önce eşeği kaybettirip sonra bulduruyorlar. Bizden de sevinmemizi istiyorlar. Eşeği kaybeden de bulan da aynı kişi.

       Eşeği kaybettiğimizde, dış güçler oyunuydu. Şimdi bulduk, Mehmet Şimşeğin başarısıymış. Hatta “Başardııık” diye taaa Singapur’dan sevinç çığlıkları atmış. İlkokul öğrencisine sorsak, avucuma 5 ceviz koy, sonra o cevizleri geri al, avucumda kaç ceviz kaldı? “Sıfır ceviz kaldı öğretmenim” der. Hasılı avcumuz boştu, şimdi yine boş. Yani biz boş avcumuzu yalıyoruz. Bunu da halka “Başardık” çığlıkları atarak yutturmaya çalışıyoruz. Altı üstü kaybettiğiniz eşeği buldunuz. Üstelik eşek önce daha semiz, bakımlıydı. Şimdi yağar olmuş, üstelik te çamura batmış, üstü başı kirli!

       Türkiye 39 üyesi bulunan, kara paranın aklanmasına ve terörizmin önlenmesine ilişkin Mali Çalışma Grubu adlı örgüte 1991 yılında üye oldu. 2021 yılında Mali Eylem Görev Gücü örgütü Türkiye’yi kara para aklama ve terörizmle mücadelede gerekli adımları atmadığı için gri listeye sokmuşlardı. 3 Yıl sonra da siyasi nedenlerle çıkarmış oldular. Bizim hakkımız aslında baştan beyaz listede olmamız gerekirdi.

       Türkiye’de kara para ile mücadelede bir değişiklik var mı?

       Varlık Barışı devam ediyor. Ekonomistler “Kaynağı belirsiz para girişlerinin devam ettiğini” söylüyor. Mehmet Şimşek’i para musluklarının başına getirenler sözünü tuttu. Türkiye’yi gri listeden çıkardı. Türkiye “Asıl problemleri çözmezse her an  yine girebilir” miş. Televizyonlarda eli çubuklu konu anlatan iktisatçılar öyle diyor. “Doğrudan yatırımları etkileyen bir yanı yok bu kararın.

       Türkiye’nin bu iktidar tarafından kalıtsal nitelik kazanmış sorunları var.

       Türkiye’nin asıl demokrasi ve demokratikleşme sorunu var. Hukukun üstünlüğü sorunu var. “Biz anayasaya uymuyorsak, anayasayı bize uydururuz” diyenlere yabancı yatırımcı hiç güvenir mi?

       Ya kayyumlarla, halkın özgür iradesi ile seçtiği kişileri görevden alanlara yabancı yatırımcı güvenir mi?

Çalışana, emekçiye, emekliye kuruş zam yapmayan iktidar, kendilerine ve bakanlarına gelince 50 bin liraya kadar bol kepçe, çifter çifter maaşı ve zammı esirgemediler. Mehmet Şimşek’in maaşına 49 bin lira zam gelmiş. O da yetmedi, elektriğe gelen zam dudak uçuklatıyor. Bu zamlar da vatandaşa yıkıldı ki çifte tokat. Hem zam yapmadılar, hem de zamları vatandaşa  yıktılar. Esnaf kapısına kilit vurmaya başladı.

Türkiye’de yaşam, bakanlara, çifter maaş alan bakan yardımcılarına, milletvekillerine güzel.

İşçi, memur, emekli dar gelirli sık kemeri. Ekonomi düzeliyor! Biraz daha sabır, biraz daha şükür. Sabrın, şükrün sonu kabir, ebedi istirahat, sıkın dişinizi ekonomi düzeldi, düzeliyor! Ha gayret.

 Ne güzel gri listeden de çıkmışken hazır. “Başardık” demektir. Ha gayret ha gayret, şükür ve sabır vatandaşın payına düşen.