Sınırsızca isteyen, özğürce seçebilendir. Şu uçsuz bucaksız evren ağacının en ergin meyvesi olalı beri dur durak bilmiyor, var oluş nedenini bulmak için aranıyor.

THALES (M.Ö. 625-547)

Thales… Yunan filozofu… İlk filozof olarak bilinir. İyonya okulundan. Matematikçi, Geometriye katkılarıyla da tanınır. O zamanların felsefesi bilimi de içine alıyordu.

Bu birliktelik yüzyıllarca sürdü.

Thales her şeyin canlı olduğunu söyler. Suyu her şeyin başı olarak kabul eder. Varlıkların “Arkhe’si” sudur. “Arkhe terimi için temel, ilke, ana madde, kaynak gibi karşılıklar verilmiş. Bu filozofa göre her şey sudan meydana gelir, sonra döner yine su olur. Yeryüzü tepsi gibi düzdür, sonsuz bir okyanusta yüzer. Bu filozofun, suyu her şeyin başı ve sonu saymasında sahilde doğup büyümesinin payı olduğu sanılıyor. Çölde olsaydı muhtemelen “kum” diyecekti.

(Sevgili okurlar dikkatinizi çekerim, bundan yaklaşık 2600 sene öncesinden bahsediyoruz.)

HENÜZ ERKEN

Annesi filozof Thales’i evlendirmek istiyor. Her defasında ondan şu cevabı alıyordu.

“Anne henüz çok erken.” Aradan seneler geçti. Annesi evlenmesi için yine ısrar  edince, filozof şu cevabı verdi. “Anne artık çok geç!”

HERAKLEİTOS (M.Ö. 540- 480)

Heraklit… Efes’lidir. Ondan önceki bütün filozoflar evrenin var oluşu konusunda değişmeyen bir öz aramışlardır. Kimi toprak demişti, kimi su, kimi hava… Heraklit

“Ateş” dedi. Ona göre her şey akış halindeydi… “Her şey akıp gider. Aynı nehirde iki kez yıkanamazsınız” sözü meşhurdur. İş burada bitmiyor… Ona göre, her yerde çatışma vardır. Karşıt güçlerin çatışması sonucu yeni oluşlar meydana gelir. Bu oluşları “logos” düzenler. Yani akıl… Diyalektik meselesini ilk kez dile getiren adam.

DİYALEKTİK

Diyalektik tartışma sanatıdır… Doğrulara varmak için karşıtlıklardan geçerek ve onları aşarak akıl yürütme yöntemidir… Bu yönteme göre, bir düşünce ileri sürülür, sonra bunun karşıtı ortaya çıkar, ikisinin çatışmasından ya da uyuşumundan yeni bir düşünce elde edilir… Üç aşaması vardır, Tez, antitez, sentez. Sentez aynı zamanda bir sonraki tartışmanın tezidir. Bu zincir böylece uzar gider.

GÖK GÜRÜLTÜSÜ!

Meşhur Yunan filozofu Sokrates’e bir Isparta’lı köylü, “Sokrates sen yalın ayak, başı kabak, kaba, çirkin ve gudubet bir adamsın” demiş. Sokrates Isparta’lı köylüye “Bayım siz beni tanıyorsunuz” diye cevap vermiş,

“Ben Atina’nın at sineğiyim, uyuyanları uyandırırım.” 

Sokrates, “Evlenin, karınız iyi çıkarsa mutlu, kötü çıkarsa filozof olursunuz” dermiş.

Kendisi huysuz bir kadınla evlenmiş, “Bunun huyuna dayanabilirsem hayatın güçlüklerine de dayanabilirim” diyerek. Karısı gerçekten de huysuzmuş. Kocasını talebelerinin yanında bile azarlamaktan çekinmezmiş. Sabırlı adammış Sokrates.

Karısı bir gün yine yerli yersiz konuşmaya başlamış. Filozof o sırada bir öğrencisiyle sohbet ediyormuş. Kadın, bu kez bağırıp çağırmaya başlamış. Yine yanıt alamayınca

Bir kova suyu kocasının başından aşağı boca etmiş. Sokrates gayet sakin bir biçimde talebesine dönmüş, “Zaten ne zaman gök gürlerse, ardından yağmur yağar” demiş.

HAYATIN İÇİNDEN

1-Yahudiler, “Kudüs bize Tanrı tarafından vaad edildi diyorlar, Hristiyanlar Kudüs İsa’nın çarmıha gerildiği yer, kutsalımız diyorlar, Müslümanlar “Kudüs bizim ilk kıblemiz, kılıç hakkımız diyorlar. Sanki bir arsa üç kişiye satılmış ve satan ortadan kaybolmuş.

2-Kurban fiyatlarını görünce babamla göz göze geldik. İkinci bir İbrahim vakasından korkuyorum.

3-Basın özgürlüğü liginde çok vahim durumdayız. Sınır tanımayan Gazeteciler Örgütü Dünya Basın Özgürlüğü endeksini açıklamış. Türkiye bu yıl 180 ülke içinde 158’nci sırayı almış.

4-Eğitim Sen, haklı olarak “Laiklik ve bilim karşıtı yeni Milli Eğitim Müfredatını reddediyoruz.” demiş. Ben de reddediyorum.