Verilen sözün, gururun bir önemi kalmadı artık siyasette.

İYİ Parti’den aday olup, binlerce vatandaşın oyunu alan, maddi imkânsızlıklar içinde teşkilatı ile birlikte mücadele veren, milletvekili seçildikten sonra AKP’ye transfer olan vekilin danışmanının söylediği sözler, zamanımızın kirli siyasetinin örneğidir bence.

“Mücadelemizi hiçe sayarak AKP’ye geçen milletvekilinin yanında, aynı göreve devam etmeyi utanç vesikası kabul ederim. Onurlu bir yenilgi, yüz kızartıcı bir zaferden daha iyidir. Bu haramzade düzene boyun eğerek zafer kazanmaktansa, onurlu ve cesur insanlarla kaybetmeyi tercih ederim.”

Bizim ülkemizde istifa mekanizması işlemediğinden hayret ettiğimiz bir davranış.

Oysa ki İYİ Parti, Türkiye’de parlamenter demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü ve güçler ayrılığını, adil toplumu, adil bir devleti inşa etmek için bir araya gelmişti.

Amacı, tek adam rejimine son vermekti.

Demokrasi ve Cumhuriyet vazgeçemeyeceğimiz temel ilkelerimizdir.

Siyasette en önemli şey YÜREK SAHİBİ olmaktır.

Hem de kocaman bir yürek!

Biz vatandaşlara da çok önemli görevler düşüyor.

Önce düşünmek gerek

Sonra da cesaret

Korkmayın! Cesaretinizi toplayıp korkunun yerine geleceğinizi koyun

Bir adım atın ve geleceğinize bakın. Şu andaki manzaranın karanlığından kurtaracak olan da sizsiniz.

İnsan gibi yaşamak hepimizin hakkıdır.

İnsan gibi yaşamak isteyenler insan olma niteliğini ve gücünü kendisinde görmelidir. Ve bu uğurda her türlü fedakârlığa göğüslerini germelidir, diyen Atatürk’ün dediği gibi her şey bizim ellerimizde.

O eller, işte o eller 31 Mart’ta demokrasi, insan hakları ve Cumhuriyet’e uzanmalı.

Korkmayın!

İnanın!

Buda’yı sessiz bırakan,

Mevlana’ya sema yaptıran güç sizde de var.

Unutmayın,

Hayattaki en büyük zenginliğimiz seçim zenginliğimizdir.

Her Gününüz Güzel olsun.