Bugün 16 Temmuz 2022…
Dün, demokrasi tarihimizin önemli dönüm noktalarından birini, bir büyük ihaneti, benliğimizde tekrar yaşadık.
Demokrasimize yönelik alçak, kalleş darbe girişiminin 6. yıldönümünde, şehitlerimizi bir kez daha saygıyla, rahmetle andık, milletimizin cesaretiyle, demokrasi bilinciyle bir kez daha övündük.
Cumhuriyetimizin temel değerlerinden, Büyük Atatürk’ün ilkelerinden, hukuk, adalet, eşitlik, özgürlük prensiplerinden asla ayrılmamamız gerektiğinin idrakine yeniden vardık.
Eğer doğru düşünebildikse, demokrasinin, hava, su, ekmek gibi en temel ihtiyaçlarımızdan biri olduğunu da kavramış olmalıyız.
Umarız öyle olmuştur.
*
Yılın en sıcak ayı Temmuz’un ortasına geldik, ama hâlâ üşüyoruz.
Çorum’un rüzgârı meşhurdur, geceleri serin olur, bunlar tamam da, Temmuz’un ortasında güneşe hasret kalmayı, üşümeyi anlamakta güçlük çekiyoruz.
Biliyorsunuz, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın adına “İklim Değişikliği”ni de eklemek durumunda kaldık.
İklim değişikliği, artık hayatımızı derinden etkileyen, reddedilemez bir gerçek.
Adına “küresel ısınma” diyoruz, ama yaşadıklarımız ısının artmasından ibaret değil.
Dünya ile birlikte ülkemizin de iklim özellikleri değişiyor. Olağanüstü kuraklık, olağanüstü yağış, olağanüstü orman yangınları…
*
Dünya Meteoroloji Örgütü, aşırı hava olaylarını “yeni normal” olarak niteliyor.
2002’den sonraki 20 yıllık sıcaklık ortalaması, sanayi devrimi öncesine göre 1 derece artmış…Küresel deniz seviyeleri de rekor düzeye çıkmış.
Yani, tüm dünyanın yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesi, fosil yakıtların kullanımının giderek sınırlanması, gezegenin kurtuluşu için başvurulabilecek çarelerin başında geliyor.
Ne var ki, Şubat ayında başlayan Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesi, özellikle gelişmiş Batı ülkelerinin Rusya dışındaki fosil yakıt kaynaklarına yönelmeleri sonucunu doğurdu ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılması planlanan yatırımların, acil olarak yön değiştirmesine neden oldu.
*
Gelinen bu nokta karşısında, bilim insanları, yenilenebilir enerji kaynakları konusunda şimdiye kadar yeterince istekli davranılmayışını yargılıyorlar ve bu gecikmenin, dünyayı fosil yakıt piyasasının insafına bıraktığını vurguluyorlar.
*
Enerji konusunda büyük ölçüde dışa bağımlı olan ülkemizin bu bakımdan yaşamakta olduğu sıkıntıyı ise hepimiz biliyoruz.
Ama, söz konusu olan üzerinde yaşadığımız gezegenin geleceği olduğuna göre, hiçbir mazeretin geçerliliği olamaz. Olmamalı.