“Ben adam olmam/Ben adam olmam”
Türkü sözleri
Osmanlı döneminde uzun bir yolculuktan sonra lale soğanları Hollanda’ya ulaşır. O yıllarda başlayan üretim, uzmanların çabalarıyla artar. Günümüzde iki binden fazla çeşitli laleler üretilir.
Süs bitkileri dahil, üretilen çeşitli tarım ürünleri yurt dışına satılır. Hollanda’nın en önemli gelir kaynaklarından biri haline gelir.
Bir döneme damgasını vuran bitki, tarih kitaplarında Lale Devri olarak yerini alır.
Şehirlerin merkezlerinde at kestaneleri yer alır. Ağacın yaprakları, meyveleri, dallarına konan kuşlar insanlarımızın gözünde çevreyi kirleten bir unsur olarak görülür. Konuya Fransız kalmayan Fransa’nın yurttaşları buradan götürdükleri ağacın meyveleriyle kendi ülkelerinde at kestanesi yetiştirirler. Elin gavuru(?) boş durmaz. Araştırır, ağacın meyvelerini değerlendirir. Çiçeklerinden arılar bal yapar!
Pazarlarda, manavlarda satılan sebzelerin, meyvelerin kasalarında “arılı üretim” sözleri yer alır. Kimse nedir diye merak etmez. Kış aylarında seralarda yetiştirilen domates, patlıcan gibi yiyeceklerin üretiminde verimin artırılması için hormon kullanılırdı. Dişilik hormonu olarak bilinen bu kimyasalın kalıntıları midelerimize kadar ulaşırdı. Besinler yoluyla alınan hormonların kalıntılarının kalıntılarından bir kısmı insan vücudunda kalır!
Frenk ülkelerinden gelen uzmanlar, ülkemizde yaşayan Bombus arılarını inceler. İğnelerinin bal arılarına göre daha uzun olduğunu, kış aylarında seralarda yaşayabildiklerini, doğal yollardan çoğaldıklarını fark ederler. Seralarda dişilik hormonları yerine ülkemizden uygun bir şekilde yurt dışına çıkarılan Bombus arılarını kullanırlar. Üretim artar; ürünler doğal tadında üretilir.
Aynı teknoloji yıllar sonra ülkemizde uygulanmaya başlar.
Afrika çöllerinde dolaşan Batılı kafirler(?) lavantayı görürler. Kendi ülkelerinde lavanta üretmeye başlarlar. Uzmanlar tarafından kültüre alınan bitkinin farklı çeşitleri üretilir. Sabun, deterjan kolonya yapımında lavanta suyu kullanılır. Lavanta yağı parfümerin gözdesidir. Fransa’da üretilen ürünler, dünyanın en pahalı parfümleridir.
Tıbbi, hoş kokulu bitkilerin çeşitleri artar. Adaçayı, melisa, ıtır, üzüm çekirdeği, kuşburnu çekirdeği gibi çeşitli ürünler işlenir. Gıda, ilaç ve parfüm sanayisinde kullanılır.
Halk deyimiyle ölmüş eşek pahasına alınan bitkiler, yirmi dört ayar saf altından daha pahalı olarak satılır.
Endemik olarak sadece ülkemizde yetişen bitkiler başta olmak üzere yüzlerce çeşit bitkilerin yağı, bitki suyu çıkarılır. Tüketimi yok denecek kadar az olduğu için yurt dışına satılır. Bunlardan biri de çörek otudur. Eğer yurtdışına satış olmasa bu bitkilerin üretimi durur. Ülke genelinde yüzlerce işletme kapanır!
Kardeş ülkeler gibi komşu ülkeler benzer konularda neler yapıyor? Bu ülkelerin bilim insanları araştırma yapmıyor mu? Ne yazık ki onların sesi daha az çıkıyor.
Sıradan bir örnek verelim: Mısır’da yaşayan çok bilmiş bir alim, padişah fermanından daha etkili bir ferman çıkardı. Hanımı ölmüş bir insan ölümden sonra sekiz saat içinde eşiyle vedalaşabilirmiş! Adam akıllı; bu saçmalığa dini bir kılıf uydurmuş!