Elektrik deyince; aklımıza Edison gelir. Ömer Çenesiz “Nikola Tesla, daha önemli” dedi ve Tesla’yı anlatan bir kitap gönderdi.

O güne kadar duymadığım için fırsat bulduğum her yerde konuyu açtım. Benim etkilendiğimi fark eden; başarılı genç elektrik mühendisi Mustafa Kadife’den de Margaret Cheney’in “Zamanın Ötesindeki Deha Tesla” kitabı babası Ömer Kadife eliyle bana ulaştı.

Kendilerine teşekkür ediyorum.

Toplum konuşurken; “Elektriği Edison icat etti” der.  Son derece yanlış bir söylem! Çünkü elektrik Edison doğmadan önce icat edilmiştir.

Edison ampul icat etmek suretiyle 1879 yılında elektrikten ışık elde etmiştir.

Kolay da olmamıştır. İnternetin abartısı değil ise, 1999 deney istenilen sonucu vermemiş; inatla sürdürülen deneylerden iki binincide olumlu sonuç alınmıştır. Ben bunu internetin olmadığı devirde Meydan Larousse ansiklopedisinde 800 deney olarak okumuştum.

2000 veya 800 olsun. Sonuca ulaşmanın zorluğu açıkça görülüyor.

Elektrik gözle görülen, elle tutulan bir şey olmadığı için, ampulün ve ışığın gözle görülür oluşu; Edison adına avantaj sağlıyor. Bir de Tesla’dan 14 yaş büyük olmanın ve firma sahibi olmanın avantajı var.

Edison (1847-1931) alışılmış olan doğru akım yanlısı.

Tesla (1861-1943) yeni icat ve verimli alternatif akım yanlısı.

Günümüzün elektik şebekelerinin hepsi alternatif akımdadır.

Çok sayıda icatları yüzlerce patentleri olan iki dâhiyi karşı karşıya getiren ana ayrıntı burada başlıyor.

*

Edison ve Tesla arasında müthiş rekabet var. Öyle ki; ikisine ortak Nobel ödülü çıkıyor. İkisi de diğeri ödül almış olacak diye ödül almaya gitmiyorlar. Bu olay Tesla’nın Edison şirketinde çalışmaktan ayrıldıktan sonraki zamanda olmuştur. 

Teknik olarak bu gün kullanılan birçok icat Tesla’ya ait olduğu halde Edison’un çok daha ünlü oluşu hayret uyandırıyor, ama öyle olması yaşantının cilvelerindendir.

Erken kalkan yol alır!

Er evlenen döl alır!

Veya; Para şahindir; şartlar ne olursa olsun avını bulur!

Gibi söylemler, durduk yerde söylenmemiştir.

*

Edison adına; tatsız, ünlü bir anekdot var: Dinamolarında kadrosundaki mühendis ve ustaların başa çıkamadıkları arızalar oluşuyordu. Bunların düzene sokulması için 50 bin dolar karşılığında Tesla ile anlaşıyorlar. Tesla’nın aylığının 18 dolar olduğu, işten ayrılmak istediğinde 10 dolar daha zam teklif edildiği göz önüne alındığında; doların o günkü gücü ve anlaşmadaki paranın büyüklüğü ortaya çıkıyor…

Tesla yılın büyük bir kısmını çalışarak çözüme ulaşıyor. Edison’a 50 bin doları ne zaman alacağını soruyor. Aldığı yanıt korkunç: “Tesla, senin biz Amerikalıların espri anlayışından haberin yok anlaşılan!”

Yazar “Tesla bir kez daha Edison şirketinden kazık yemişti.” diyerek not düşüyor.

Benim burada tereddüdüm var, rakamlar çok dengesiz. Aylık 18 dolara çalışan, kızıp işten ayrılmak isteyince 10 dolar daha zam teklif edilen, maaşla çalışan, işçilikten kurtulmamış daha Nobel ödülüne layık görülen Tesla olmamış elemanın birkaç ayda yapıp bitirebileceği iş için 50 bin dolar istemesi alay konusu olabilir. Elit değil ama Edison da bunu yapmış diye düşünüyorum.

*

Ben kitabı okumayı tamamlamadım, ama Tesla’nın şansızlığı konusunda genel bilgim oluştu. Şu anda elimde Macolm Gladwell’in, Outliers (Çizginin Dışındakiler) isimli kitabı var. Şöyle bir örnek veriyor:

“Ormandaki en uzun meşe sadece en cins palamuttan yetiştiği için en uzun meşe olmamıştır. Diğer ağaçlar onun aldığı güneş ışığını kesmediği, çevresindeki toprak derin ve zengin olduğu, fidanken hiçbir tavşan onun kabuğunu kemirmediği ve hiçbir oduncu onun vakti gelmeden kesmediği için de en uzun meşe o olmuştur.”

Sanki Tesla’nın toplum içindeki dezavantajlarına karşılık; Edison’un avantajlarını tarif ediyor.

2010 yılında yayınlanan Tesla kitabını bugüne kadar görmediğime ve Tesla’yı yakından tanımadığıma üzüldüm. Kitabın arka kapağındaki yazıyı buraya alıyor ve kitabın okunmasını öneriyorum…

ZAMANIN ÖTESİNDEKİ DEHA TESLA

Margaret Cheney

Aykırı Yayınları

Adı Edison veya Marconi kadar bilinmese de Nikola Tesla gelmiş geçmiş en büyük mucitlerden biri, hatta birincisi kabul ediliyor. Sırp asıllı, Hırvatistan doğumlu ve ABD vatandaşı olan bu dâhi sayesinde bugün ışıl ışıl aydınlanan kentlerde yaşıyoruz. Ama insanlığın Tesla’ya borçlu olduğu şey bununla sınırlı değil tabii. Gerçekten zamanının çok ilerisinde yaşayan bir bilim insanı olan Tesla patentinin Marconi’ye değil kendisine ait olduğunu ancak ABD Yüksek Mahkemesi kararıyla kanıtlayabildiği radyodan televizyona, robotlardan telsiz haberleşmesine, bilgisayardan füzelere kadar bugün gündelik yaşamımızda yer alan pek çok şeyin mucidi veya fikir babasıdır. Kendisine ait bir evi olmayan, otellerde yaşayan, hiç evlenmeyen ve en iyi dostu ünlü yazar Mark Twain ile güvercinler olan Tesla yirminci yüzyılın ilk yarısında sayısız icat yaptı. Ancak bunları ticari ürüne ve kendisi için bir gelir kaynağına dönüştürmeyi pek umursamayınca inanılmaz buluşları Edison veya Marconi gibi açgözlü tüccar mucitler tarafından çalındı. Ne yazık ki bugün onların adı Tesla’dan daha çok biliniyor. Hayallerine bugün bile ulaşılması zor görünen Tesla İkinci Dünya Savaşının ortasında, 1943’te öldüğünde çalışmalarını yakından izleyen FBI bütün araştırma notlarına, yayımlanmamış makalelerine el koydu. Daha sonraki yıllarda nükleer teknolojinin geliştirilmesinde ve uzay çalışmalarında değerlendirildiği söylenen bu belgeler üzerinde hâlâ incelemeler sürüyor. Genç yaşta ABD’ye göç eden bu büyük mucit bilim tarihinde hak ettiği yeri çoktan almıştır ama sıradan insanların da zihninde ve gönlünde hak ettiği yeri almalıdır. Bu kitap bu işin daha fazla gecikmemesine katkıda bulunmak için yazılmıştır.

Tesla’nın abartıldığını yazanlar da var, ama çok şansız olduğu bir gerçek. Yazık olmuş. Ben ülkemin iyi niyetli, üretken insanlarının tümüne şans diliyorum…

En güzel günler sizlerin olsun.