Piyasaya yeni giren bir firmanın yetkilisiyle konuştum. Asıl mesleği farklı; ancak ticaret onun uzmanlık alanıymış. Üreticiden satın alınan, şık bir ambalajlı ürün vitrinlerde yerini almış. Rakamlarla konuşmak yerine onun kazancı yüzde yüzün üzerinde. Ben tahmin etmiyorum kendisi söylüyor. Satışa sunulan ürünün kalitesi ayrı tartışılır. Etiket üzerinde yazılanlar tüketiciye güven veriyor.
İnsanlarımızın güvenini kazananlar her zaman kazançlı çıkıyor. İster sokakta satıcı olabilirsin, ister dilenci de olabilirsin. Yeter ki insanları inandıracak bir şeyler söylemen gerekir. Sadaka veren, dilencinin bir günde kazandığı parayı bir hafta içerisinde kazanamıyor.
Satıcı olan bir kişinin söyledikleri: Yorulmayan diz, utanmayan yüz, bitmeyen söz. Başka söze gerek var mı?
Herkes dertli. Ne hikmetse aynı soruna yıllardır bir çözüm bulunamıyor. Üretici para kazanamıyor. Mevsimi geldiğinde ürünler yok pahasına üreticiden alınıyor. Tarlalarda, seralarda satılmayan ürünler çürümeye bırakılıyor. Satıcılar, en azından eskisi gibi para kazanamaz oldu. Tüketici olan bizler, yine pahalılıktan dert yanıyoruz.
İsteyen hata olduğunu, isteyen çözüm bekleyen sorun olduğunu söylesin. Çözüm yok. Sorunun ne olduğu herkes tarafından biliniyor. Sorunu çözecek biri ortaya çıkmıyor.
Sadece ama sadece konuşuyoruz. Kendimiz hariç herkesi en ağır dille suçluyoruz. Bir zamanlar üç harfli marketleri pahalı ürün satıyor diye eleştirmiştik. Gücümüz marketlerde asgari ücretle çalışacak iş bulabildiği için sevinen üniversite diploması olan gençlere yetmişti. Pazar yerlerinde satış yapan pazarcılarla kıyasıya pazarlığa girdik. Tüketilecek üründen fazlasını üreten, bazı yiyecek maddelerini az üreten cahil(?) köylüleri suçladık.
Aslına bakarsanız tüketicilerin hataları yok değil. İşini bilenler, aynı ürünü farklı fiyatlarla, farklı ambalajlarla, farklı etiketlerle tüketiciye sunuyor. Sonucu tahmin etmek için falcı olmaya gerek yok! En fazla satılan ürünler aslında pahalı olanlar. Etiket üzerinde adı geçen tanınmış olması o firmanın mallarını el üstünde tutuyor.
Sonunda suçlu olanı bulduk. Asıl suçluyu araştırmaya gerek duymadık. İnsanlarımızı yönlendirmek, uyuşturmak için kullanılan yöntemleri bulmak için çaba göstermedik. İnsanların davranışlarını inceleyen bilim insanlarının elde ettiği bilgileri kullananlar bizleri halk deyimiyle parmağında oynatmaya devam ediyor.
Üretici para kazanamıyor. Tüketici sağlıksız kalitesiz ürünleri pahalı satın alıyor. Büyüklerimiz aynı sorunları yaşadı. Çocuklarımız, günü geldiğinde aynı sorunları konuşacak.