Çorum’un il nüfusu 528 bin, kent nüfusu ise 260 bin…

İl sınırları içinde yaşayandan çok daha fazla Çorumlu ise il dışında yaşıyor.

Üstelik Çorum, yakın geçmişte “Anadolu Kaplanı” unvanını kazanmış, sanayileşme çabasında “dinamik” bir kent.

Yatırım iklimine, girişimci ruhuna sahip.

Ama, hep ifade ettiğimiz gibi, epeyce bir zamandan beri sanayileşmesi duraksadı, entelektüel çıtası aşağı doğru bir seyir izledi.

Kent büyümesine büyüdü de, bu “nitelikli” bir büyüme olmadı.

Çünkü “devlet”, -bugün sürmanşetimizde de işlediğimiz üzere- 1990’lı yıllardan başlayarak Çorum’a destek değil, köstek oldu. Üvey evlat muamelesi yaptı. “Sen fazla ileri gittin” dercesine, önüne engeller çıkardı.

Devletin rutin yatırımları ile yetinmek zorunda kaldık. Çorum’un sanayileşmesini, kentsel büyümesini kesintisiz ve sağlıklı biçimde sürdürebilmesi için gerekli destekler verilmedi. Altyapı anlamında Çorumlu işadamının önü açılmadı.

Çorumlu’nun, sanayileşme hamlesini başlattığı dönemdeki cesaretini kaybedişinde de, belki bu “yalnız bırakılma” duygusu ve “eldekini de kaybedebilirim” korkusu etken oldu.

Sonuçta Çorum, aynı ölçekteki pek çok kentin çok önünde, ama bugün olması gereken yerde değil.

Sanayileşme adına, uzun yıllar takipçisi olduğu bazı kentlerin, şimdi fersah fersah uzağında kalmış durumda.

Dolayısıyla, bu anlamda “kaybedenler kulübü”nde…

*

Biz bu tespitleri yapınca kimileri kızıyor.

Oysa aynaya kızılmaz.

*

Geçen hafta sonu, birer gün arayla meslektaşlarımız Çorum’u ve o arada gazetemizi ziyaret ettiler.

Perşembe akşamı, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı, değerli dost Sefa Özdemir ile Hak-İş’e bağlı Medya-İş Genel Sekreteri Sezai Ballı, Cuma günü de, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü Samsun Bölge Müdürü Mücahit Taşkın ile enformasyon görevlileri Harun Üstün ve Adem Hacıahmetoğlu konuğumuz oldular.

Sohbetlerimizde, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Şevket Erzen, Basın İlan Kurumu Çorum Şube Müdürü Osman Bolluk ve gazeteci kardeşimiz Servet Mete de bulundu.

Meslektaşlarımızla sektörün genel sorunlarını ve Çorum basınının görüntüsünü konuştuk.

Çorum yerel gazeteleri, gerek Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, gerekse Basın İlan Kurumu nezdinde çok özel bir yerdeler, öncelikle bunu belirtelim.

ÇORUM HABER de övünç duyacağımız bir noktada.

Gazetemizi sürekli izleyen ya da ilk kez inceleyen herkesten, açık ve samimi övgü alıyoruz.

Ama…

*

Çorum’un nüfusu ile ilgili rakamları, belirli bir amaç için verdim.

Bu kadar nüfusla, Çorum’da yazılı basının toplam tirajının kesinlikle 10 binin altında olmaması gerekir.

Maalesef değil.

Anadolu ölçülerine göre çok iyi olsak da, olması gerekenin çok gerisindeyiz.

Gerçi, ÇORUM HABER’i günlük izleyenlerin sayısı 50 binin üzerinde, ancak gazetenin okunurluğu, abone ve satış gelirlerine yeterince yansımıyor.

Bir de ilan-reklam gelirleri bahsi var.

Çorum’un duyarlı kişi ve kuruluşları, esnafı, sanayicisi, işadamı, hele de sayı 2’e düşmüşken, yapıcı-pozitif-objektif gazeteleri yaşatmanın, güçlendirmenin, Çorum’un sosyo-ekonomik yararları, çıkarları; barışı, huzuru, esenliği adına, daha ötesi olumsuz örneklere fırsat vermeme adına “zorunlu” olduğunu biliyor.

*

Gazeteci konuklarımızla, özellikle bunun üzerinde durduk.

Çorum’da da “şantaj gazeteciliği”, “asparagas ve sansasyon haberciliği” denemeleri olmadı değil. Ama, ciddi gazetelerin varlığında bu girişimler zemin bulamadı. Bir-iki tahribat yapsa da, sonuçta süreklilik kazanamadı.

Bugün de, yazılı basında değilse bile başka mecralarda bu eğilimler ortaya çıkabilir.

Çorum’un bu anlamda güvencesi, yine, pozisyonunu hiç bozmadan yıllardır dimdik ayakta duran, Çorum’dan ve Çorumlu’dan yana “köklü” bir geleneğe sahip gazeteler olacaktır.

*

Çorum için “olmazsa olmaz” hedeflerimizin başında, toplumsal barış, birlik, beraberlik ve kardeşlik, karşılıklı anlayış ve hoşgörü geliyor.

Ardından, “büyüme”; sanayi, ticaret, eğitim, sağlık, kültür, sanat, turizm açısından “bölgesel merkez” kimliğini tartışmasız biçimde tescil ettirmesi…

Bizimle bu anlayışı paylaşan, daha doğrusu “bizi anlayan” pek çok hemşehrimiz, gazetemizin arkasında duruyorlar, güç veriyorlar; yaşamamıza ve Çorum’un gözü, kulağı, sesi olarak, iyi niyetli, yapıcı, objektif biçimde Çorum’a hizmetimizi sürdürmemize katkıda bulunuyorlar.

Çorum’un bu gereklilikleri, kimilerinin ise umurunda bile değil…

Hatta, bizim “fitne, fesat, haset” diye sık sık dile getirdiğimiz virüsleri bünyelerinden atamayanlar, tetikçilerin birilerine saldırmasından keyif alabiliyorlar, o silahın yarın kendilerine de doğrultulabileceğini hesaba katmadan…

*

Bu ve benzeri görüşlerimi, tespitlerini, kaygılarımı, yeri geldikçe paylaşıyorum okurlarımla, Çorumlu hemşehrilerimle.

Çünkü ben, nüfus kaydında “Yeniyol Mahallesi” yazan bir Çorum evlâdıyım; Çorum milliyetçisiyim.

Cumhuriyet değerlerine bağlı, Atatürk ilkelerinden milim sapmamış, 47 yıllık meslek yaşamı boyunca demokratlığı ve çağdaşlığı yaşam felsefesi haline getirmek için çaba göstermiş, “iyi yurttaş” olduğuna inanan bir insanım.

“İyi insan” olmak, herkese sevgi ve saygıyla, dostça yaklaşmak için de azami çabayı göstermişimdir.

Onun için, kurucusu olduğum, 32 yıldır bilfiil yönettiğim ÇORUM HABER’in, yüreğinde Çorum sevgisi taşıyan, duyarlı insanlar tarafından samimiyetle desteklenmeyi hak ettiğini düşünürüm.

*

Eksikliklerimiz, yetersizliklerimiz elbette çok…

Ama, şuna emin olabilirsiniz ki, Türkiye’de yerel gazeteciliğin gerçeklerini iyi bilen herkes, Çorum koşullarında okurlarımıza sunduğumuz şu gazeteye şapka çıkarıyor.

Mübarek Ramazan’ın ilk gününde bu yazıyı kaleme alırken, en kalbi duygularımla tüm hemşehrilerime sevgi ve saygılarımı sunuyor, bu kutsal günlerin, insanlığa, ülkemize ve Çorum’umuza barış, huzur, esenlik, mutluluk getirmesini diliyorum.

Mehmet YOLYAPAR