•Ad ve soyadı seçiminin ve ad vermenin insan için çok büyük önemi bulunmaktadır. Adlar ve soyadları toplumdaki yaşam biçimini, düşünce tarzını, sosyal yapıyı yansıtırlar. O, toplumun aynası kabul edilmektedir. Kendine özgü kişiliği ve özvarlığı olan her birey, başkalarından adıyla ayırt edilir, toplum ve ailesi içinde bununla yer alır.
•Onun içindir ki her kişinin bir adının olması ve adının nüfus kaydına yazılması yasalarla zorunlu kılınmıştır. Bu zorunluluk aynı zamanda kişinin yaşamıyla özdeşleşen ve kişiliğinin ayrılmaz bir öğesini oluşturan adını özgürce seçmesi ve onunla tanınması için kendisine tanınmış temel bir kişilik hakkıdır.
•İnsanlar sahip oldukları adlarıyla içinde yaşadıkları toplumun bir parçası hâline gelerek o toplumdaki insanlarla ancak o sayede iletişim hâlinde kalabilmektedir.
•Adlar, bireysel ve toplumsal yönü olan birer simgedir. Sadece adlandırma gereksinimini yerine getiren gelişigüzel anlamlar değildir. Birey tarafından tüm somut ve ahlaki kişiliğin bir yansıması olarak algılanırken, toplumsal açıdan anlam kazanan, toplumsal statü, toplumsal saygınlık ve çeşitli sosyo-kültürel faktörler de yansımasını bulur.
Yüz kızartıcı anlamlarını da taşıyan bunun gibi binlerce isimler, kavgaların da çıkış kaynakları olurlar. Adama öküz, inek, dana, manda, gay, şebek desen al sana kavga sebebi. Kişi soyadını işite işite umursamaz hale gelmiş. Hiç te oralı değil.
Örneklemek istersek T.C nüfus kütüğünde kayıtlı binlerce soyadları listesine bir bakınız.
Bu listeden birkaç örnek verelim.
•Aziz Ayı
•Bünyamin Dana
•Vahit Dönek
•Adem Geyik
•Selma Veren
•Yosma Alver
•Yeter Döndü Verdi
•Halil İbrahim Şebek
•Ayşe Donsuz
•Şöhret Sıçan
•Sultan Kıç
•Sadık Öküz
•Battal Anüs
•Yunus Gay
•Mahmut Pipi
•Zafer Tezek
•Zeki Dandik
•Keleş Beyinsiz
Adımız hangi şartlarda konursa konsun kişi belli bir yaşa gelince aklını başına alınca bu ne anlama geliyor diye de düşünmesi gerekir. Bir ömür boyu hakaret içeren adını veya soyadını taşıması gerekmez ki. Şimdi bu konuda nüfus müdürlüğü de kolaylık sağlamış mahkeme kararı olmadan bir dilekçe ile ad ve soyad değişikliği olabiliyor.
İsimlerimizin konuluşunda % 51 Arap adları konulmuş. Türk olmamıza rağmen toplumda Arap gelenek ve görenekleri öne çıkmış.
Türk Dili Kurultayı çerçevesinde üniversite öğrencilerinin isimleri baz alınarak yapılan araştırmaya göre, Arapça kökenli isim oranı yüzde 51, Türkçe isim oranı yüzde 19.5, Farsça isim oranı ise yüzde 10.2... Buna göre, kız öğrencilerin yüzde 46,7'si, erkek öğrencilerin ise yüzde 53,3'ü Arapça kökenli isim taşıyor.
Kız ve erkek çocuklarımıza neden Arapça isimler verildiğini hep sorgulamışımdır. Bu yavrularımız yarın öldükleri zaman adlarından dolayı cennete mi gidecekler?
Bir Türk çocuğuna neden Arap adı verilir ki?
Bir zamanlar, gelenek ve töre, insanların yaşam yolları üzerinde güçlü etkilerde bulunurdu. Küreselleşme koşullarında, insanların kendi kimliklerini etkin bir biçimde oluşturdukları yeni bir bireycilik anlayışıyla karşı karşıyayız. Daha önceleri insanların seçimlerini ve etkinliklerini yöneten toplumsal kodlar, önemli ölçüde küreselleşmeyle zayıflamıştır
Atamızın dediği gibi,Türk dili, dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil bilinçle işlensin. Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.
Dilimiz; kimliğimiz ve bağımsızlığımızın simgesidir.