Acısıyla tatlısıyla bir yıl daha geçti. Kimi evinde TV başında, kimi de eğlence yerlerinde eğlenerek yeni yıla girdi. Ama nasıl geçerse geçsin aslında insanlar bir yaş daha yaşlandılar.
Bana göre yaşlanma doğumla başlıyor. 1-2-3 diye gidiyor merdiven basamağı misali, ama mezarlıkla aramızdaki mesafe her geçen yıl biraz daha yaklaşıyor. Her yılbaşı bunun habercisi, hatta geçen her an.
Hani bizim küçüklüğümüzde daha TV çıkmadan ve radyonun her evde bulunmadığı, sobayla ısındığımız günlerde, insanların canlarının kanlarının bir birine daha yakın, akrabanın, eşin, dostun derdine derman, neşesine ortak olduğu yılbaşılarımız vardı. Tombala oynayıp, tel tel çektiğimiz, komşunun getirdiği hamur böreğini, turşuyla yediğimiz yılbaşı geceleri. Komşunun, tel tel çekecek ağdasını çalmak için çeşit çeşit numaralar, teyfelikler... Ertesi gün komşulara hatta ışığı yanan her kese gece yarısı dağıtılan tel tel’ler.
Leğeni darbuka yapıp çaldığımız, yer sofrasında, masafta (tepside) mis kokulu hamur böreği yediğimiz yılbaşı geceleri.
(Tel tel ve hamur böreği tarifi internet sitemdeki yazılarımda vardır.)
Vesselam eski yılbaşılar da eğlenceler daha bir farklı ve daha bir başkaydı. O zamanın eğlence kültürü bu günkünden çok daha başkaydı.
*
İnsanı et, kemik, su ve kandan ibaret sanan gafiller, gözü kör, beyni yok gibiler. Aklının tahtası olmayanlar, Mevlid’i canı gönülden dinlemediniz mi? Ruh nedir, can nedir diye düşünmediniz mi? Hepimiz için söylüyorum düşünmedi isek şöyle koltuğumuzda kafayı arkaya dayayıp, 10-15 dakika bir düşünelim. Tefekküre varıp Mevla’yla bir olalım.
Eğer birini mutlu etti iseniz, biri de sizi mutlu etti ise korkmayınız. Hele bunu yüzlerce insana tattırdı iseniz ne mutlu size. İşte o zaman dünyanızda cennet gibi, cennette ise en ala yerdesiniz inşallah. Yüce Allah’a kul olduktan sonra neden olmasın? Yaptıklarınızı Rızai bari, Allah rızası için, gösterişten, riyadan uzak olarak yaptıktan sonra neden olmasın? Bir kere canı gönülden Allah dediyse insan, tüyleri diken diken olarak kalpten dediyse…
Sevmek, sevilmek, yaratılanı yaratandan ötürü sevmek Allah’ın kulu olan peygamberleri, melekleri sevmek, Hazreti Muhammet Aleyhisselam’ı sevmek. Ölüme, ahiret gününe yürekten inanmak, rabbimizin ve peygamberimizin sevdikleri arasına girmek demektir. Güvenilir insan olmak, insanlara hizmet etmek, çalışmak, iş yerleri açmak, daha çok insana iş aş vermek, işçiyi evlat, fakiri kardeş bilmek. Yetimin, öksüzün başını okşamak eksiğini gidermek. (Öksüz, anası ölen. Yetim, babası olmayan)
Günah kazanmak kolay. Sevap kazanmak zordur. Ama gülü koklayabilmek için dikenlerine razı olacaksın güzel ve nezih insan.
Zengin olmak, malın mülkün Allah’ın olduğuna inanmak, sadece para zengini değil gönül zengini olmak, cömert olmak. Sevmek, sevindirmek, özünde sözünde adam gibi adam, kadınsa kadın gibi KADIN, erkekse erkek gibi ERKEK olmak.
Dinlemeyi öğrenmek, okumak, okuma özürlü olmamak. Yunus, koca Yunus ne güzel söylemiş, “söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı”
Yeni yılınızı tebrik ediyor sıhhat, afiyet ve huzur dolu nice yeni yıllar diliyorum efendim.
Saygı ve sevgilerimle.