Uşşak, aşıklar demektir. 17. yüzyılda ortaya çıkan Uşşak makamı çok sevilmiş ve bu makamdan çok güzel, sanatlı ve klasik eserler bestelenmiştir.

Klasik Türk müziğinde Saba makamından sonra en çok sevdiğim makam Uşşak makamıdır. Genç yaşında ölen Şevki Bey (1860-1891) en çok Uşşak makamında şarkılar bestelemiştir. Şimdi sözün bittiği yere geldik.

Sözleri Kâzım Ömer beye, bestesi Lem’i Atlı’ya ait Uşşak şarkıyla Uşşak faslımız başlıyor.

Günler geçiyor gönlümün ezvâkı tükendi, (Ezvak=Zevkler)

Sustum da hazin ruhumun feryadı tükendi.

Bilmem ki gönül sen ne idin, sende ne vardı?

Ömrüm bitiyor aşkımın ilhamı tükendi..

Sözleri Üryanizâde Sait Beye, bestesi Şevki beye ait çok sevdiğim bir Uşşak şarkı daha;

Reng-i ruhsarına gülgun dediler, / Şive-i hüsnüne efsun dediler,

Hal-i şurideme meftun dediler, / Sana Leyla, bana Mecnun dediler…

Sözleri Erol Kavşit, bestesi İskilip’li hemşehrimiz rahmetli Erdoğan Berker’e ait;

Şarkılar yazdım sana, sazlar seni kıskandı,/ İçimdeki sevgiler hazlar seni kıskandı,

Viran olan gönlümde bir çiçek açtı diye, / Yalnız baharlar değil, yazlar seni kıskandı..

Hacı Karabet Efendinin nefis bir Uşşak şarkısı

Kaldı ateşler içinde yine sevdalı serim, (Ser=Baş)

Nereden gördü seni kahrolası didelerim? (Dide=Göz)

Görsem azar-ü sitem, görmesem artar kederim,

Nereden gördü seni kahrolası didelerim!?

Sözleri Ahmet Kaçar’a, bestesi Şükrü Tunar’a ait çok sevdiğim şu güzel Uşşak şarkıyı

bir konserde solo yapmıştım.

Anar ömrünce gönül giden sevgilileri,

Bilmez biçare kalpler, giden dönmez ki geri,

Gözüm yollarda kaldı, bunca yıllardan beri,

Bilmez biçare kalpler, giden dönmez ki geri…

Sözleri Reşat Bilgin’e, bestesi Sadettin Kaynak’a ait nefis bir Uşşak şarkı…

Mihnetle geçen ömrüme bir pembe şafaksın
Ufkumda güneşler gibi açtın, açacaksın
Aşkın ezeli nurunu saç kalbime aksın
Ufkumda güneşler gibi açtın, açacaksın…

Sözleri Halit Çelikoğluna, bestesi Yusuf Nalkesen’e ait nefir bir Uşşak şarkı daha…

Ne mektup geliyor ne haber senden, / Söyle de bileyim bıktın mı benden?
Her akşam güneşin battığı yerden,    / Gözlerin doğuyor gecelerime…

Uşşak faslı yeni yazdığım “Şiire Övgü” bir dörtlüğümle sona eriyor.

Şiirle başladı hayat, sevdalarla söylendi,

Sözler mayalandıkça, şarkılar bestelendi,

Asumana salındı nağmelerle âvâzeler,

Neylerle Hakk’a yürüdü, dönerek semazenler…(Mehmet Özata)

HAYATIN İÇİNDEN

1-Öyle bir din uydurdular ki, utanmasalar İslam’ın ilk şartı fakirlik diyecekler. 

2-Biri İbni Haldun’a sordu, “Çocuklarımızı nasıl terbiye edelim?” İbni Haldun, “Çocuklarınızı terbiye etmeye kalkmayın. Zira zaten size benzeyecekler, kendinizi terbiye edin yeter.”

3-Cehalet tarikatların ana sermayesidir. Her canlının ana dili sevgidir.

4-Eğitim kalitesi yüksek ülkeleri bilim adamları, eğitim kalitesi düşük ülkeleri din adamları işgal eder.

5-Samsun Operası Trabzon’da “Bir Tenör Aranıyor” adlı oyunu sahnelemiş.

Şehrin görünür yerlerine afişler asılmış. Afişi gören 12 vatandaş iş için başvurmuş.

“Tenör nedir bilmiyoruz ama elimizden her iş gelir” diyerek dilekçe vermişler.

6-Dünyanın en pahalı sıvısı göz yaşıdır. % biri su, % 99’u duygudur. Birini ağlatmadan önce düşünün.

7-Konuşmayı öğrenmek 2 yıl, susmayı öğrenmek ise 60 yıldır.

28 Şubat 2024