Bir bey, çok sevdiği narin kızını evlendirmeye kıyamıyormuş. Görücüler artınca, gelenleri başından savmak için, aklına çok sevdiği ve güvendiği narin kızını vermek için kızını vereceği kişiye ağır bir soru sormak aklına gelmiş
Soru olarak ise “Bana suyun kaynarken nasıl ses çıkardığını doğru olarak söyleyebilene kızımı vereceğim” demiş.
Talipler, akıllarına geleni sıralamaya başlamış:
“Tıkır, tıkır”, “Lıkır, lıkır”, “Fokur, fokur…”
Bey, hiçbirini doğru kabul etmemiş.
Bu arada narin kızın istediği bir genç varmış.
Kıza, “Kavuşabilmemiz için bilmecenin cevabını babandan öğrenip bana söylemen lazım” demiş.
Narin kızın ise aklına binbir şeytanlık gelmiş. Sonuçta babasından rica ile doğru cevabı alabilmek için dil dökmüş.
Beyde narin kızına dayanamayıp yanıtlamış: “Su kaynarken kendi kendine der ki; “Su olmasam bulut olmazdım. Bulut olmasam yağmur yağmazdı. Yağmur yağmasa ağaçlar büyümezdi. Ağaçlar büyümese odun olmazdı. Odun olmasa beni böyle ateşin üzerinde kaynatamazlardı.
İşte bunun için kaynarken hep “Benden bana, benden bana” diye ses çıkartırım.
Ertesi gün kızın sevdiği genç gelip doğru cevabı verince, bey hüzünle mırıldanmış:
“Benden bana, benden bana…”
Mevcut düzende kendini yönetemeyen yıllarca dost ve istenildiği için yönetmeye başlayanlar. Yönetirken fazla duygusal olmamalıdır. Fazla duygusallık aptallıktır.
İşte bunun içindir ki, başımıza gelen her şey bu dünyada ‘kendimiz’ olduğumuz içindir.
Köroğlu’nu hepimiz biliriz.
Bu Köroğlu, haksızlığa karşı öyle bir meydan okumuş, kafa tutmuş ki; Namını duymayan kalmamış…
Duyanların bazıları heves etmiş, kıskanmış; biz de onun gibi olabilir miyiz? diye.
Hele bir tanesi; ben de Köroğlu olacağım diye iyice kafayı bozmuş… Ama, ne yapıp ettiyse, namı olmamış.. En sonunda şeytan aklına bir fikir getirmiş; Bu adama Köroğlu diyorlar, Çünkü babasının gözlerini dağlamışlar, Babası kör… Ben de babamın gözlerini dağlarsam, bana da “Köroğlu” derler. Uymuş lanet şeytana, gitmiş, babasının gözlerini dağlamış, kör etmiş. Namı yayılmış, Köroğlu kadar olmasa da yayılmış. Ama, “Körün oğlu” demişler…
Birisi haksızlığa başkaldırmış diye Bolu Beyi tarafından babasının gözlerini dağlamışlar.
Haklı bir nam edinip, “Köroğlu” olmuş. Diğeri nam için babasının gözlerini dağlamış, ”Körün oğlu” olmuş…
Öyle günlerden geçiyor, öyle şeyler yaşıyoruz ki; Allah hiçbirimize “Benden bana, Benden bana” dedirtmesin.
Basiret ve ferasetle hareket ederek, yarın birgün; “Sen de mi Brütüs” demek zorunda bırakmasın. Kendim ettim kendim buldum dedirtmesin.
Ve Rabbimiz bizleri, “körün oğlu” namlı kifayetsiz muhterislerin, heva ve heveslerinden korusun.
‘Benden bana, benden bana…’
Sevgiyle kalın..