Hz. Ali R.A. ilmin okyanusu demek azdır. Çünkü Arabın üstün dahilerinden birisidir. Akıl ve mantığını en üstün maharetle her konuda en iyi kullanan, inandığını yaşayan, yaşadığını başaran Allah ve resulünün sevgisi ve övgüsüne ulaşan ender müminleden ve dünyada iken cennetle müjdelenen on yüksek insanlardan birisidir. R.SAV. “Ali’yi seven beni sever, beni seven Allah’ı sever, Allah cc. hazretlerini seveni de yüce Allah cc. sever” buyurmuştur.
İşte bu büyük insan alim, arif insan Hz. Ali R.A. şöyle buyurmuştur; “İlim mi hayırlıdır, mal mı? sorusuna ilim maldan hayırlıdır. İlim seni korur, sen malı korursun. İlim harcadıkça çoğalır, mal harcadıkça azalır. Elbette ki çoğalan azalan da hayırlıdır. İlim hakim, mal ise mahkumdur. Hazine, mal ve mülk sahipleri öldü gitti, ilim sahipleri öldü amma ilimleri hayattadır. İnsanlara ışık veriyor. Bu konuda manevi ilimlerle müsbet dünyevi ilimler eşittir. Edison öldü gitti ama ampülleri yanıyor ve Edison dillerde yaşıyor.
Din alimleri de öyledir. Muhammed SAV. Hz. Ali, İmam-ı Azam ve diğerleri de öldüler ama eserleri ile yaşıyorlar. Demek ki ilim maldan üstündür. Hz. Ali. R.A. –Yerdeki, damarın içindeki su sızıntısı etrafını yıkıp harap ettiği gibi, kalpteki bilgisizlik de etrafındakileri bozup mahfeder. Onun için Hz. efendimiz şöyle buyurur; aslında bu söz kainatın efendisi Hz. Muhammed Mustafa S.AV.in sözüdür, buyurdular ki; Ya Alim ol senden öğrensinler ve öğreten ol, öğrenen ol öğren veya dinleyici ol öğüt al. Veyahut ilmi alimi bilgini seven ol. Eğer bunlardan değilsen son 5.liden olma. Helekte helak olursun.
Bilginler ışıktır, aydınlıktır. Cahillik karanlıktır. Niçin cahilleri eğitip ilim sahibi yapmıyorsunuz diyenlere deriz ki; Anadan doğma kör olana niçin görmüyorsun, anadan sağır olana niçin işitmiyorsun demek, işitsene demek de cehaletin en kötüsüdür. Bu ne ahmaklığın kalesi olmuş bedensel engelliler içindir ki yine eğitimle onları cehaletten kurtarmak mümkündür. Hiç aklı olmayan ve fikri bulunmayan hayvanları eğitmek mümkünse, ahmakları da bir dereceye kadar eğitmek mümkün olabilmektedir. Yani ilim öğrenmekten kurtuluş yoktur. R.SAV. bilgi öğrenmenin güçlüğünü anlatmak için olmalı ki “İlim Çin’de bile olsa onu arayıp bulunuz” demesi ilginçtir. Mekke nere, Çin nere, en az 10 bin kilometre uzakta. Halbuki uzaklık sorun değildir. Sahabeyi kiram bir hadisi şerifi öğrenmek için Endülüs Emevileri zamanında binlerce kilometrelik yolu aylarca gidip o hadisi şerifin sahibini bulup bilgisini almışlardır. İsteyen mevlasını, arayan da belasını bulur sözü boş bir söz değildir. İlim, bilgi azizdir, cehalet zelildir.
Zenginler akılları oranında zengin olmazlar. Çalışır, çabalar, aç kalmaz, çalışmasının karşılığını bulur amma her çalışan Firavun ve Karun gibi bu benim aklımın neticesidir diyemez. Çünkü bu Allah vergisidir. Sırf çalışmakla olmaz. Yani takdiri ilahidir. Allah zenginliği dilediğine, ilim bilgi ve marifeti isteyene verir. (Taha suresi 114-319 sh)
(SÜRECEK)