Şunu şurasında bir kaç gün kaldı.

Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayı önümüzdeki günlerde açıklanacak.

Aday, büyük ihtimalle Kemal Kılıçdaroğlu gibi görünüyor.

Zaten Kılıçdaroğlu’nun muhalefeti savunan TV kanallarındaki sloganı ima değil, açıkça Kemal beyi işaret etmiyor mu?

“Ben Kemal geliyorum”

Aslında Kemal bey Cumhurbaşkanlığı koltuğunu hak ediyor ama altı parçalı koalisyon ortağı ile bu iş nereye varır kestirmek zor.

Üstelik bir ilk denenecek.

Çok parçalı “yorgan” misali…

Kemal Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası açığı olarak görünen 480 milyar dolar üzerinde çok ama çok duruyor.

Üstelik bu parayı ne yapıp yapıp hazineye aktaracağını öne sürüyor.

Oysa Saray ve içindeki “fırıldak” ve bol maaşlı danışmanların sesi çıkmıyor.

Hakeza sayın Erdoğan da bu konuda tek kelime sarf etmiş değil.

Açıkcası AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ve kurmayları, kabine üyeleri dahil bu konuyu duymuyorlarmış gibi davranmakta ısrarlılar.

Bu buhar olan dolarlarla ilgili, yani yolsuzluk kokan konu güncelliğini korur ve Kemal Kılıçdaroğlu tarafından tekrar dile getirilirken, geçmişte yaşanmış bir hikaye “kıssadan hisse” olarak önüme düşmez mi?

Buyurun siz de okuyun ve “tesadüfün böylesi” demeyin de sizi, göreyim?

Üstelik yabancı, batı kaynaklı…

Papaz, iki metre ilerisinde duran zangoça hiddetle sorar;

"-Gizli gizli sen mi içiyorsun kutsal şarabı..?"

Zangoçda derin bir sessizlik...

Papaz iyice köpürür.

" -Sana soruyorum be adam..! Duymuyor musun beni…?"

Zangoç cevap verir;

" -Hayır, buradan hiçbir şey duyulmuyor efendim."

Papaz hiddetle;

" -Olacak şey mi…?

İki adım öteden beni duymuyorsun."

Zangoç bıyık altından güler;

" -İsterseniz yer değiştirelim anlarsınız."

Bu kez zangoç seslenir.

" -Kilise için toplanan bağışları sen mi ham-hum-şaralob yaptın..?"

Papaz;

" -Hakikaten yahu, buradan hiç bir şey duyulmuyormuş…