1960-1963 yılları arasında Çorum lisesinde okurken bazı edebiyat derslerinde “Uygarlık insanlığa mutluluk mu getirir, yoksa mutsuzluk mu?” konulu münazara yapardık. Genellikle benim de taraf olduğum uygarlığın insanlığa mutluluk getirdiğini savunan arkadaşlar galip gelirdi.
Aradan yıllar geçti, şimdi uygarlık kâbusunun insanlığa yaşattığı radyasyon, kanser vakaları, yıllardır bütün dünyayı saran salgın hastalıklar yüzünden uygarlığa lanet okur hale geldim.
Bugün son yıllarda dünya basınında sansür edildiği için haberi yapılmayan 5G kâbusuna dikkatinizi çekmek isterim.
5G, yüksek indirme ve yükleme hızlarına sahip beşinci nesil kablosuz ağ teknolojisidir. Washington Devlet Üniversitesi Biokimya ve Temel Bilimleri Prof. Martin L. Pall, 5G ile ilgili elektromanyetik dalgaların insan vücuduna etkisi üzerine bilimsel bir makale yayınlamıştır.
Pall “En Kötü 6 Kâbusum” başlığı altında insanlara şu uyarları yapmış.
1—Hızlı ve geri döndürülemez bir çarpışma olursa insan üremesi sıfıra düşer.
2—Kollektif beyin fonksiyonlarımız çökebilir.
3—Çok erken bir şekilde Alzheimer ve Demans (Bunama) başlar.
4—Küresel çapta Otizm ve Hiperaktivite yaygınlaşır.
5—İnsan gen havuzunda büyük bir bozulma meydana gelir.
6—Bütün yaş aralıklarında ani kalp ölümleri gerçekleşebilir.
Ben de yaklaşık 2.5 yıldır bütün insanlığı küresel çapta perişan eden, yaklaşık 10 milyon insanın ölümüne sebep olan ve hayatımızı kâbusa çeviren Korona lanetinin de 5G aracılığıyla yaygınlaştığını düşünüyorum.
Dünyada yeni 5G’ye geçen ülkelerde orman yangınları yaygınlaşmaya başlamış.
Zaten Korona virüs salgını dünyada 5G testlerinin yapıldığı yerlerde başlamış ve yayılmış. Bu konuyu gündeme getirenler bütün dünyada sansür edilmiş.
sizlere afaki iddialar olarak gelebilir ama ben araştırmacı gazeteci ve bir eğitimci olarak 5G konusunda sizleri ve özellikle gençleri uyarmak istedim.
İLBER ORTAYLI
Eğitim dili Fransızca olan Galatasaray Üniversitesi’nde yaşanmış gerçek bir olaydır. 19 Ekim 2017’de İlber Ortaylı hukuk fakültesinde tarih dersi vermektedir.
İlber hoca dersin bir bölümünde kitaptan makale okumaya başlar. Okulun eğitim dili sebebiyle Fransızca okuyan İlber hoca, normal konuşmasından biraz daha yavaş bir şekilde kitabı okumaktadır. Çok bilmiş öğrencilerden birisi el kaldırır ve söz ister: “Hocam isterseniz kitabı verin ben okuyayım dersi daha hızlı işlemiş oluruz der, kinayeli bir gülüşle.”
Tavrını hiç bozmayan İlber Ortaylı öğrencisini kitabı okumak için kürsüye davet eder. Kendinden emin tavırlarla kürsüye gelen öğrenci kitabı açar ve karşılaştığı manzarayla adeta yerin dibine girer. “Kitap Almancadır ve İlber hoca eş zamanlı olarak konuyu Fransızca’ya çevirerek okumaktadır.”
ŞİMDİ SÖZ BİLGE BAADDİN’DE
1—Ara sıra memlekette her şey yolundaymış hissine kapılayım diye aldığım Hürriyet gazetesi ekinde her gün saçma sapan magazin dedikoduları yapılır. Özellikle her gün Aleyna Tilki denen genç bir şarkıcının yarı çıplak fotoğrafları yayınlanır. Magazin basını mı Aleyna’yı kullanır, Aleyna’mı magazini basınını kullanır anlaşılmaz.
2—Ara sıra Netfliks’te yabancı filmler izliyorum. Bizlere göre Batılılar bir başka boyutta yaşıyorlar sanki. Hiçbir filmde onların ne esprilerini, ne şakalarını ne de acılarını anlayamıyorum. Çok hızlı düşünüyor, çok hızlı konuşuyor ve çok hızlı yaşıyorlar çünkü.
Herkesin annesi, babası ayrılmış. Aile mefhumu tamamen rafa kaldırılmış.
3—Gelelim yaklaşık iki aydır bizleri meşgul eden transfer haberlerine. 2022 Türkiye’sinde Osmanlı İmparatorluğu gibi yaşıyoruz. Ulus olarak yaptığımız, icat ettiğimiz hiçbir şey yok. Haliyle futbolcu da yetiştiremediğimiz için futbol hayatımız da yerlerde sürünüyor.
Osmanlı’yı devşirme paşalar yönetmiş, Türk futbolunu da maalesef devşirme futbolcular yönlendiriyor. Bütün takımlarımız miadını doldurmuş futbolcu eskilerini milyonlarca dolar veya Avro vererek transfer ediyor.
Gelen futbolcuları önce yere, göğe sığdıramıyoruz. Birkaç maç aksayınca da hemen göndermek istiyoruz. Bu sefer de yine milyonlarca dolar tazminat ödeyerek ve arkasından teneke çalarak gönderiyoruz.
3 Ağustos 2022 / Mehmet Özata