İngiltere'deki bilge, cisimlerin yere düşmesinin ardındaki sırrı çözerken, Polonya'daki gezegenlerin rotasını tespit ediyor; İran'daki sayıların dilini keşfederken, İtalya'daki cisimlerin neden suya batmadığına kafa yoruyor; eski Yunan'daki tıbbın temellerini atmakla meşgulken; Fransa'daki insanoğlunu ölümcül kuduz mikrobundan kurtarmak için ter döküyordu...

'Yerçekimi kaşifi' Newton'dan 'gezegenler hakimi' Kopernik'e, 'matematiğin prensi' Ömer Hayyam'dan 'suyun gizli gücünü' ortaya çıkaran Arşimet'e, 'tıbbın babası' Hipokrat'tan 'kuduzun belalısı' Pasteur'e varıncaya dek, onlarca bilim adamı, yer kürenin dört bir yanında günümüz dünyasının bilimsel çatısını örmek için dinmek bilmez bir iştahla çalıştı. Kâh atomları, kâh gezegenleri; bazen mikropları bazen de sayıları konuşturdular; tarihi değiştirdiler...

Şimdi sizleri rakamların, insan bedeninin, suların, gökyüzünün ve uzayın sırlarını çözüp, tarihimizi değiştirenlerin maceralarıyla baş başa bırakıyorum.

SAYILARIN BABASI PİSAGOR (M.Ö. 580- M.Ö. 500)

“Evrenin Hakimi Sayıdır” , “Sayılar Evreni Yönetiyor” diyen ve “Sayıların Babası” olarak isimlendirilen Yunanlı filozof ve matematikçi Pisagor’dur. Üstelik sadece matematikle uğraşmamış sayıları temel alarak astronomi, fizik, felsefe ve dinle de ilgilenmişti. En ünlü buluşu olarak kendi adıyla anılan “Pisagor Teorisini” geliştirmiştir. Aynı zamanda dünyanın yuvarlak olduğu tezini ilk ortaya atan da Pisagor’dur.

TIP’BIN BABASI HİPOKRAT (M.Ö. 460- M.Ö. 377)

“Ne tür bir insanın hasta olduğunu bilmektense, insanın ne tür bir hastalığı olduğunu bilmek daha önemlidir.” diyen Hipokrat M. Ö. 460 yılında İstanköy’de (Kos adası) doğmuştur. Ölümünden binlerce yıl sonra, dünyanın dört bir yanında doktorların mesleğe bağlılıklarını gösteren “Hipokrat Yemini” ile doktorların vicdanı olmuştur.

Babası da bir hekim olan Hipokrat Taşoz, Larissa ve Kyzikos’ta baba mesleğini devam ettirmiş ve bir süre sonra İstanköy’e dönerek, ölene kadar burada hekimlik yapmıştır. İnsan vücudunun içindeki kan, lenf ve safra gibi sıvıların (dört unsur olarak bilinir) dengesinin bozulmasıyla vücut dengesinin bozulduğunu ve hastalıkların baş gösterdiğini savunur.

Düşünce ve duyguların kalpten değil, beyinden kaynaklandığı fikrini ilk ilk ortaya atan Hipokrat’tır.

*

Az önce İstanbul’da 6.2 şiddetinde deprem olmuş. İnşallah devamı gelmez.

İstanbul’da 16 milyon nüfusla zaten korkunç bir yaşam sürüyoruz.

Deprem korkusunu her an hissediyoruz.

Yastığa başını koyunca düşünüyorsun,

Yarına var mısın, yok musun bilmiyorsun,

Ölmeden mezara girmiş gibiyiz İstanbul’da,

Bir varmış, bir yokmuş misali yaşıyorsun… ( Mehmet Özata)

Allah sonumuzu hayretsin diyerek yazıma son veriyor Özgürlük parkına canımı atıyorum.