Suriye’de sis perdesi aralandıkça gerçekler çok çabuk ortaya dökülmeye başladı. Gözü doymaz emperyalizm canavarı, ne kana doyuyor, ne de sömürüye, yağmaya. Sessiz sessiz durur gibi gözüktüklerine bakmayın, başta ABD, Avrupa Birliği ülkeleri, İngiltere, İsrail işin birebir içindeler.

Bize ise koklatmaya çalışıyorlar, yedirmeleri olanak dışı. Normalde beklememiz de gerekmiyor. Biz Suriye ile ebedi komşuyuz. Fakat 1300 kilometreye yaklaşan Suriye sınırında artık komşularımız değişti. İsrail komşu, Afganistan komşu (İŞİD bozması HTŞ ve El Kaide karışımı) , Yeni Kürt oluşumu komşu. Sonuçta hepsi terörle ilişkili.

Şimdi plağı 26 yıl kadar geriye alalım, 9 Ekim 1998’de Hatay’da konuşan Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Atilla Ateş Paşa Apo’yu koruyan, saklayan Suriye’ye “Artık sabrımız kalmadı” dediğinde Suriye Apo’yu hemen sınır dışı etti. Apo havada kaldı inecek yer bile bulamadı. Sonra da Kenya’da yakalanarak bugüne kadar gelindi.

Şunu demek istiyorum, önceki Suriye bize karşı tırnaksız kuş sayılırdı. Org. Atilla Ateş Paşa’nın bir höt demesiyle eli ayağı tutuşmuş, Apo’yu havalandırmıştı. Şimdi yeni komşularımızı düşünün. Hani bir sözümüz vardır: “Ev alma komşu al”… Anlatabildim mi? Şimdi 40 türlü belayı sardık başımıza. Seyreyle bundan sonrasını! Suriye sınırlarının değişimini biz istedik. Hala da bu değişim için bizi kullanıyorlar.

Irak’taki Kürdistan ayağı bizim “Bir koyup üç alacağız” hayali ile kuruldu. Suriye’deki ayağı ise Suriye illerine 82, 83 plaka verme ve Emevi Camiinde namaz kılma hayali ile kuruluyor. Irak’ta “Bir koyup üç alamadığımız” gerçeğini görüyorsak ve doğru diyorsak, yarın bugünkü hayallerin de boş olduğunu göreceğiz.

İktidar halkı kandırıyor. İç politikada gerçekten bir başarı sağlamış gibi sunmak için hamaset nutukları atıyor. Osmanlı Torunları Mehter Marşı eşliğinde zafer bayramı yapıyor.  Gerçekçi ve dürüst olalım. İlk bakışta ve kısa vadede bu iktidar kazanmış gibi gözüküyor. İkinci parti konumuna düşmüşken buradan bir kan tazeleme yoluna gidecek. AKP kazandı. Ancak yine dürüst ve gerçekçi olalım, uzun vadede biz yani Türkiye, ne yazık ki kaybetti.

Şimdi daha ilk günden İsrail Golan Tepelerini işgal etti. “Buralar ebediyen bizim” dedi bile. Şam’ın 20 kilometre yakınına kadar girdi. Emperyalist güçlerle ve şimdiki Esat’ı devirdik diyen güçlerle anlaşmış olmalı ki, karşıdan bir kurşun bile atılmıyor. İsrail’e karşı. Buna rağmen İsrail “neme lazım” diyor ve bütün askeri alt yapı tesislerini bombalıyor. 300’den fazla tesisi bombaladı, çalışamaz hale getirdi.

Tüm bu oyunları ve gerçekleri anlamak için bir soru yeterli; Eski İŞİD ve yeni HTŞ lideri. ABD’nin kellesine 10 milyon dolar ödül koyduğu terörist listesindeki kişi. Golani bu soyadını doğduğu yer olan Golan tepelerinden alıyor. Doğduğu yer işgal edilirken bir tek kurşun atıyor mu? Hayır. Peki, ne diyor? “İsrail ile sorunumuz yok, düşmanımız İran” diyor. Şimdi anlayabildik mi büyük oyunu?

Siz plaka numarası vererek, Suriye Fatihi olduğunuzu sanadurun Osmanlı Torunları. Suriye gerçekleri bundan ibaret.

Verin mehteri gitsin, verin…