Son yıllarda ülkemiz üretimden koptu. Yeni büyük üretim tesisleri açmak bir yana üstelik eskileri satıp tüketmekte çok başarılıyız. Bir de suç ve suça göre suçlu üretmekte yönetenlerin eline kimse su dökemez. Bu nedenle mahpushaneler dolup taşıyor. İstanbul belediyeleri Silivri’ye taşınmış gibi. Suç üretiminde bu kadar kıvrak ve pratik zeka karşısında şaşmamak elde değil.
Park ve bahçeler biriminde çalışan işçi Hakkı efendi; Süs çiçekleri ekmiş, gül dikmiş. Haliyle suçu büyük. İddiaya göre; “Örgütün gizli ideolojik yapısını, bitki örtüsü ile gizlemek ve örgüte yeşil alan sağlamak”… Hakkı Efendinin durumu elim ve vahim.
Yine İstanbul belediyesinde çalışan çaycı Ahmet Abi’nin durumu da pek farklı değil. 20 yıldır belediyenin çaycısı. Suçu net; “Sürekli CHP’li başkana çay götürüyor. Dahası çayları hem demli, hem çift şekerli verdiğini duyanlar bile var…” Ahmet Abi itiraf etti; “valla, billa çayları çoğu zaman şekersiz veriyordum”. Fakat yemediler tabii. “Sorun şeker değil, sadakat!” dediler. Ahmet Abi de ayvayı yedi haliyle.
İstanbul Belediyesi tam bir suç örgütüne dönüşmüş! Otopark görevlisi Dursun Amca da suçlular arasında. İşi otoparkta araçları uygun yerlere yönlendirmek, fakat vahim suçlar işlemiş. “Siyasi araçlara yol göstermemiş”, CHP’li vekilin aracına çarpmasınlar diye kaldırıma park etmiş. AKP’li vekilin sekreteri geçememiş. Suçu; “Kasıtlı trafik terörü yaratmak”. Allah kurtarsın, durumu pek parlak gözükmüyor. O da Silivri’yi boyladı!
Gece bekçisi Turgay’ın durumu da içler acısı. Suçunu ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Gece nöbette uyumuş kalmış. Suçlama; “CHP’nin belediyeyi ele geçirme planına göz yummak, kasıtlı tilki uykusuna yatmak!”…“Bundan böyle gün yüzü zor görür” diyorlar.
Temizlikçi Ayşe Abla her defasında “suçum yok masumum, ben sadece paspas yaptım” diyor ama savcı yemedi elbette. Savcı; “Paspası nereye yaptın?” diye kritik soruyu sordu. “Başkanın odasına” deyince, filim koptu. Polis eskortu eşliğinde Ayşe Ablayı da diğer suçlularla birlikte Silivri’ye götürdüler. “Delilleri karartmaktan” yakayı ele verdi. Ne diyelim Allah kurtarsın!...
Zabıta Orhan’ın suçu da azımsanacak türden değil!. Belki de bugün yaşadığımız ekonomik sıkıntıların tek sorumlusu da o olabilir! Gitmiş simitçi tezgahını kaldırmış. Aksilik bu ya simitçi de saray taraftarı çıkmış. “İktidarın ekonomik mücadelesine darbeden” tutuklandı. O da Silivri’nin kıdemlileri arasına katıldı.
Fısıltı gazetesinden duyduğum kadarıyla, İstanbul’un sokak lambalarına da el konacakmış! “Suç örgütü CHP’li belediyelerin gece görüş aleti” olarak farkına varılmış. İstanbul’da tüm sokak lambalarının söndürülme olasılığı var! Haliyle olması da gerekir, memleketin bekası için!
Beni sorarsanız İstanbul Belediyesi’nin yakınlarından geçmiyorum. Neme lazım “Suç örgütüne dış güç desteği için, oralarda dolaşmaktan yakayı ele verebilirim” diye korkumdan.
Bir de üretim yapmadığımız söyleniyor. Suç ve suçlu üretiminde eksiğimiz nedir? Polis eskortu eşliğinde Silivri’ye doğru hızla ilerliyoruz. Bazıları diyor ki “Mehter Marşı eksik değil mi?” Haliyle eksik olacak değil ya “verin mehteri gitsin.”