ORUCUN İLKELERİ, MAHİYETİ VE ÖNEMİ

Orucun dindeki yerini ve yüksek derece faziletini anlatan ilahi emirleri ayet ve hadisi şeriflerle kısaca anlattıktan sonra, oruç ibadetinin ifası, yapılışı, kuralları, amacı ile ilgili İslam fıkhı, ibadet hukuku ile ilgili bilgileri arzederek sağlam bir orucun elde edilmesi, amacına ulaşması, zahmet ve külfetlerinin karşılığı olan Allah rızasının kazanılması için bu ibadetin sağlıklı yapılmasının esaslarını bildirmek gerekir. Bu yazı dizisi dikkatle okunursa inşallah hatasız bir şekilde ifa edilir ve amaç hasıl olu. Allah muvaffak etsin. Amin.

ORUCUN İLKELERİ VE AMAÇLARI

Allahü azimüşşan, kullarına neyi emretmişse; onda bir hayır, yarar, fayda, kullarına neyi yasaklamışsa; onda da mutlaka maddi veya manevi bir zarar veya bir tehlike vardır. Yani ulu Allah, hep kullarının iyiliği için buyruklar buyurmuştur. Bütün bunlara rağmen ilahi emir ve yasaklarda insanların bilmediği bir çok nimetler de vardır.

Burada birinci derecede önemli olan bu emir ve yasakların amacı hakkın emrine itaattir. Faydaları veya zararları ikinci planda gelir. Görünen ve bilinen şekli ile ibadetlerin ana amacı, Allah’a inancın doğal bir sonucu olmakla beraber, tüm insanları ahlaken olgunlaştırarak mükemmel bir insan, sağlam, kamil bir mümin, yararlı bir birey yapmak, böylece olgun insanlardan oluşan huzurlu ve mutlu bir toplum meydana getirmektir. Böylece, insanlar hem dünya, müminler ise hem dünya hem de ahiret saadetini kazanmış olurlar. Oruç ise bu hususun kazanımında sabır, metanet, terbiye, itaat, saygı, empati, sempati yapma yönüyle en mükemmel bir yoldur.

Ne mutlu oruçla nefsini terbiye ve teskiye, tasfiye (olgunlaştıran, temizleyenlere) Böylece insanlar hakka itaatle, halka da adaleti öğrenmiş olurlar. Hukuk adalet, adalet ise mutluluk ve huzur içindir. Unutmamalıdır ki kendi nefsini terbiye edemeyenler, başkalarını düzeltemezler.

Hz. Ömer: “Öyle bir kişi ol ki, dünya insanlarından cehenneme sadece bir kişi girecek dense, acaba bu bir kişi ben olabilirim veya cennete bir kişi girecek deseler o bir kişi ben olabilirim diye ümit ederim” diyor. Bu ne ile olur; günahkar insan elbette cehenneme gireceğini bilir. Masum, günahsız insan da cennete gireceğine ümit var olur. İslami kurallar bizleri bu cennete götüren yolun trafik işaretleridir. Bunların ihlali ise maddi ve manevi cezadır.

Oruç, peygamberimizin Mekke’den Medine’ye hicretinden 1,5 sene önce M.709 yılında bundan 1312 sene önce farz kılındı. Müslümanlar 14 küsür asırdır muntazaman oruçlarını tutmaktadırlar. Oruç diğer ibadetlere nazaran daha zahmetli zor bir ibadettir. Sevabı da ona göre çoktur. Onun içindir ki yüce Allah, R.SAV.in bildirdiğine göre; “Her ibadet kulumun kendisi için, ancak oruç benim içindir. Kulum benim için yemesini, içmesini ve arzularını terk etmiştir, onun için onun mükafatını ancak ben bilirim” buyurmakla, orucun güç bir ibadet olduğunu bildirmiştir.

60 derece sıcaklıkta 100 derece fırınların karşısında oruç tutanla püfür püfür esen ormanlık alanda oruç tutanın ödülü bir olur mu? Sonra, ibadetlerin içinde gösterişin en az karıştığı bir ibadettir. Kişi gösteriş için sabahtan akşama kadar aç duramaz. Onun içindir ki ulu Allah, “oruç ancak benim içindir” buyurmuştur. (Sürecek)