Muhalefet seçimi kazanacağına fazla inandı. Seçimi nasıl kazanacağı yerine sonrasında yapacaklarına odaklandı. Seçimi kazanma odaklı akılcı bir strateji izlemedi.
Kılıçdaroğlu alttan alta adaylığını inşa etti. Akşener Başbakanlığa adayım diyerek rekabetten çekildi, sahnelere geri döndüğünde ise iş işten çoktan geçmişti. Kılıçdaroğlu CHP-İYİ PARTİ ortaklığını pek önemsemedi. Kılıçdaroğlu Kürtlerin oyuna talip olup sonra kimseye haber vermeden Özdağ’a hükümet pozisyonlarını parsel parsel verme tutarsızlığına girdi. AKP’den daha dindar, MHP’den daha ülkücü, HDP’den daha mazlum olup sonunda kendisi dışında her şey olan, yani hiçbir şey olamayan bir figür çıktı toplumun karşısına ve insanları da samimiyetine ikna edemedi.
Küçük partilerle mikro- menfaat ilişkileri kurarak kendine gerçek anlamda adaylık satın aldı, fakat daha sağdaki kitleleri yeterince yakalayamadı. Bu durumu Sayın İnce, Özdağ ve Oğan gibi isimler çok güzel kullandılar. Seçim sürecinde iktidara benzer söylemlerle muhalefete yüklenerek imajını zayıflattılar. Oğan plana sadık kalıp kitleleri iktidara yönlendirirken, Özdağ da önce “ Kılıçdaroğlu kazanırsa iç savaş çıkar” deyip sonra ironik şekilde verdiği zarar üzerine Kılıçdaroğlu ile anlaşmalar yapıp destek verdi.
Muhalefet, iktidarın medya ve propaganda gücünü yeterince ciddiye almadı. Sadece iktidarı değil, muhaliflerin de hepsini yeterince tanıyamadı. Aklı bir karış havada siyaset yapmaya çalıştı. Kılıçdaroğlu’nun sinsi olduğunu düşünenler oluyor, gerçekten sinsi olsa oyununu kurnazca oynardı.
Kısacası, masa siyaseti kitle siyasetini yuttu. Halk yeterince heyecan duymadı, kitleleri sürecin içine katmadılar. Alternatif aday görülen Mansur Yavaş “duran adam” olarak hiçbir hamleye kalkışmadı. Ateşli konuşmaların adamı İmamoğlu ise yasak geldiği için geri adım attı ve aday olamadı. Kimsenin de aklına, neden seçim öncesi yasak geldi sorusu gelmedi.
Altılı masada herkes ayrı telden çaldı. Tutarsızlık imajını güzelce pekiştirdiler. Bunlar başarabilir mi, yönetebilir mi sorusuna olumlu cevap vermeyi zorlaştırdılar. Düzgün ortak bir liste oluşturamadılar. HDP seçim boyunca siyasetsizliğe gömüldü. Sadece HDP mi gömüldü ?? Tüm muhalefet siyasetsizlik hastalığına yakalandı. Mikro iktidar kavgalar makro iktidar amacını gölgede bıraktı. CHP-İYİ Parti didişmenin mikro bir versiyonu oldu. Tabii buna HDP ve TİP de eklenerek kendi arasında seçim boyunca didişti.
Muhalefet iktidarın kurguladığı siyasi havayı kıracak cesareti gösteremedi. Katı oligarşik siyasi yapıların amaçları siyaseti esir aldı. Hepsi herşeyi kendileri için kazanmayı planlayıp CHP’nin inat ettiği tutarsızlığı, ideolojik savunmaları yüzünden her şeyi birlikte kaybettiler.
Millet İttifakı’nın bel kemiği olan CHP-İYİ Parti ortaklığı sağlam kalamadı. Pragmatik ve stratejik hareket edemediler. Kazanma kibriyle hareket ederek demokratikleşmenin ilk adımını kaybettiler. Zafere ihtiyaçlarının olduğunu unutacak kadar körleştiler. Beceremediler…Beceremediler…
Sevgiyle Kalın…