Bakınız size Atatürk’le ilgili bir konuşmamı arz edeyim.
Mussolini,
Gemi azıya alıp her tarafa tehditler savurduğu sıralarda,
Bu muvazenesiz politikacının bir gün Anadolu sahillerine,
Bir çıkarma yapmak suretiyle Türkiye’ye tecavüz edebileceği ciddi surette düşünülmekte,
Hükümetçe buna göre tedbirler alınmakta idi.
Dediğim gibi her zaman,
İhtimallerin en uzağını ve en ağırını da göz önüne alarak,
Ona göre hazırlık yapmak itiyadında olan Atatürk,
Hükümetin aldığı tedbirleri tasvip etmekle beraber,
İtalyanların Türkiye’ye bir tecavüze teşebbüsünde;
Uzun bir deniz seferini kullanarak,
Anadolu sahillerine çıkarma yolu tutacaklarına,
Bir türlü inanmıyordu?
İşte bir gün bu mevzu üzerinde konuşurken dedi ki:
Bizim için sulh esastır;
Tarafımızdan harbe girişmek,
Hatta harbi temenni etmek katiyen varit değildir.
Fakat Mussolini bize taarruz etmek cüretine kapılırsa,
Sahillerimize bir çıkarma yaparak gelmelerini temenni ederim.
Sahillerimiz açıktır;
Arazi itibariyle müsait gördükleri herhangi bir bölgeye,
Her zaman bir çıkarma yapabilir,
Buna mani olmayız;
Yalnız asıl çıkarma yeri belli olduktan sonra,
Bütün kuvvetimizi toplayıp üzerlerine gider,
Gelenleri behemehâl denize dökeriz;
Bu suretle yurt korumaktaki eşsiz azim ve kudretimizi cihana,
Bir kere daha,
Göstermiş oluruz.
Fakat böyle bir şey yapamazlar çocuk!
Türkiye’ye karşı bir karar verirlerse,
İlkin Arnavutluk’a asker çıkarmak ve orayı işgal etmekle işe başlayacaklardır.
Bunu kolayca yapabilecekleri aşikârdır.
Ondan sonra da Bulgarlarla iş birliği teminine,
Ve Bulgarlarla beraber Boğazlara inmeye,
Diğer Balkan devletleriyle irtibatımızı kesmeye gayret edeceklerdir;
Bence taarruzu oradan beklemek,
Ve tedbirlerimizi ona göre alıp mütemadiyen uyanık bulunmak gerektir.
Atatürk,
Her vesile ile bu kanaatini tekrar edip durmuştur. Hasan Rıza Soyak. (Ahmet Bekir Palazoğlu. Atatürk Kimdir? Atatürk’ün Devlet Adamlığı. Dünyaya bakış. Ebabil yayınevi. S: 152-153. 2007. Ankara)
29.08.2022 – Ankara