Klasik Türk müziğinde Kürdilihicazkâr makamı, Kürdî makamının Rast perdesine göçürülmüş şeddidir ve inici bir makamdır. Parlak ve coşkulu bir makam olan kürdilihicazkâr makamında çok sayıda şarkı bestelenmiştir ve günümüzde de en çok sevilen ve kullanılan makamların başında gelir.
Kürdilihicazkâr makamı,1850'li yıllarda Hacı Ârif Bey tarafından kuruldu ve onun devrinden günümüze kadar şarkı formunda çok kullanılan makamların başında geldi.
Arızası çok olduğu için udumla çalmayı beceremediğim bu muhteşem makamın güzelliğini çok geç farkettim.
Vasilaki Efendi’nin Kürdilihicazkâr Peşreviyle Kürdilihicazkâr faslına başlayalım.
Kürdilihicazkâr makamında en çok sevdiğim ve dilimden düşürmediğim şarkı, sözleri ve bestesi Eyyübi Mustafa Sunar’a ait;
Nerdesin sen, gönlümün nazlı civanı, nerdesin?
Kim bilir, hangi diyarda hangi ıssız yerdesin?
Gurbetin hicran esen rüzgârı da vermez haber,
Bir teselli varsa ancak her zaman gönlümdesin…
Sözleri Baki Süha Edipoğlu’na ait Alaeddin Yavaşca’nın Kürdilihicazkâr şarkısı;
Başka söz söylemem aşktan yana ben / Yaralı bir kuşum, battım kana ben,
Ömrümce baş koydum güzelliğine / Azatsız köleyim bil ki sana ben…
Ümit Yaşar Oğuzcan’ın oğlu Vedat’ın intiharı sonrası yazdığı ağıt dörtlüğü Münir Nurettin Selçuk Kürdilihicazkâr makamında besteleyerek gönül tellerimizi titretmiştir.
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın / Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki, bütün inançlarımı / Beni sensiz bıraktın, beni bensiz bıraktın…
Sözleri Yaşar Sadi Bey’e ait çok sevdiğim bir Lem’i Adlı şaheseri;
Bir kendi gibi zalimi sevmiş yanıyormuş / Duydum ki şimdi beni vefasız anıyormuş,
Kalbim gibi feryat ediyor sızlanıyormuş / Duydum ki şimdi beni vefasız anıyormuş,
Sözleri Sırrı Uzunhasanoğlu’na bestesi Selahattin İnal’a ait Kürdilihicazkâr şarkı;
Dertleri zevk edindim, ben de neşe ne arar?/ Elem dolu kalbimden gitmiyor hatıralar,
Maziden kalan her iz beni içten yaralar / Elem dolu kalbimden gitmiyor hatıralar…
Kürdilihicazkâr faslımız, makamın kurucusu büyük bestekâr Hacı Arif beye ait bir ağıt şarkı. (Eşinin ölümü üzerine bestelediği söylenir) Sözler Niğdeli Hikmet Bey.
Gurup etti güneş, dünya karardı, / Gül-i bağ-ı emel soldu sarardı,
Felek de böyle matemler arardı / Gül-i bağ-ı emel soldu sarardı,
Sözleri ve bestesi Yesari Asım Arsoy üstada ait çok sevilen bir Kürdilihicazkâr şarkı;
Ömrümce o saf aşkını kalbimde yaşatsam,
Kirletmem onu kendimi hicrana da atsam,
Bezmimde geçen bir geceyi bin yıl uzatsam,
Doymam o güzel sinede ömrümce de yatsam…
Kürdilihicazkâr faslımız, sözleri Yahya Kemal Beyatlı’ya bestesi büyük üstat Münir Nurettin Selçuk’a ait “Endülüs’te Raks” adlı Kürdilihicazkâr bir şaheserle sona eriyor.
Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı...
Şevk akşamında Endülüs üç defa kırmızı...
Aşkın sihirli şarkısı yüzlerce dildedir.
İspanya neş'esiyle bu akşam bu zildedir.
Alnında halka halkadır aşüfte kâkülü,
Göğsünde yosma Gırnata'nın en güzel gülü...
Altın kadeh her elde, güneş her gönüldedir
İspanya varlığıyla bu akşam bu güldedir.
Raks ortasında bir durup oynar, yürür gibi;
Bir baş çevirmesiyle bakar öldürür gibi...
Gül tenli, kor dudaklı, kömür gözlü, sürmeli...
Şeytan diyor ki, sarmalı, yüz kerre öpmeli...
Gözler kamaştıran şala, meftun eden güle,
Her kalbi dolduran zile, her sineden: "Ole!"
Yahya Kemal Beyatlı üstat musikiyi şöyle tarif eder;
Musiki denilen nutk-u ilâhi / Engin bir denizdir nâmütenâhi,,,
Ben de musikiye sevdalı bir insan olarak musiki hayatımı şöyle tasvir etmiştim.
Çilingir sofrasında muhabbeti severim,
Saba’dan, Uşşak’tan hep şarkılar söylerim,
Hayat bir bestedir Muhayyer makamında,
Aşk ile meşk ile yaşar gönlümü şad ederim…(Mehmet Özata)
19 Kasım 2020