Şeker hastası arkadaşlarım şeker hastalığının vücuda verdiği ağır hasarlardan bahsederler. Şeker kontrol edilmezse, önce gözlerden başlayarak bütün organları mahvedermiş. Bu arkadaşlar, her istediklerini yiyemiyor, her an korku ve endişe içinde huzursuz bir hayat yaşıyorlar.
Osmancık’ta Diş Hekimi arkadaşım İbrahim Cebeci de şeker hastalığından çok çekti. Baharda perişan bir şekilde yaşama veda etti. Allah rahmet eylesin.
İnternette, “Şeker Hastalarına Müjde” başlıklı bir çağrı görünce, rahmetli İbrahim Cebeci’yi anarak bu müjdeyi sizlerle paylaşmak istedim.
(İki doktor çocuğum, “Baba internette her gördüğüne inanma” derler ama, ben zararlı olmadığına inandığım bu uygulamayı şeker hastası okurlarımla paylaşma gereğini duydum.)
ŞEKER HASTALARINA MÜJDE!
Değerli dostlar, pankreas ve karaciğeri onarmak suretiyle şeker hastalığını kökünden tedavi eden bir buluşa şahit oldum. Yakın çevremden onlarca insülin kullanan insanlar tedavisi olmayan bu hastalıktan yoğurt-limon karışımıyla kurtuldular.
Gece yatarken bir kâse doğal yoğurda -mutlaka ev yoğurdu- bir adet limonu sıkıp karıştırıyorsunuz ve yiyorsunuz. Unutursanız gündüz de uygulayabilirsiniz. Bildiğimiz ve başarılı olan uygulama bu, ancak bunu gündüz her öğünde uygulayıp başarılı olanlar da var. Yalnız tedavi olana kadar doktorun verdiği normal ilaçlara mutlaka devam edilmeli ve bu tedavi titizlikle altı ay devam etmeli. Altı ay sonra Allah'ın izniyle hiçbir şeyiniz kalmayacak..
Not: Lütfen, Allah rızası için bunu herkes paylaşsın.
Dua almak isteyen herkes paylaşsın..Bahri ŞENKAL
DÜN GECE BASKETBOLDA VE FUTBOLDA İKİ HÜSRAN YAŞADIK
İspanya’da yapılan Dünya Basketbol şampiyonasında çeyrek finalde Litvanya’ya 73-61 yenilerek elendik. Basketbol takımımızı önceki maçlarda da hiç beğenmemiştim.
İte, kaka çeyrek finale gelmiştik zaten.
Futbolda da İzlanda’ya çok kötü bir oyundan sonra 3-0 yenildik.
Yenilgiler sonrası her kafadan bir ses çıkar. Basketboldan fazla anlamam ama, futboldan iyi, kötü anlarım. 1960’larda Çorum Amatör kümede Osmancık Gençlik’te üç yıl futbol oynadım. Amatör futbol antrenörü olarak lise takımlarıyla birkaç amatör takım da çalıştırdım. Futbolda biraz ahkâm kesme hakkım var!
Spora bilimsel takılmak gerektiğine inanıyorum.
Teşbihte hata olmasın, “Et yiyen bir it, ot yiyen beş yüz koyunu güdermiş.” .
Ben bizim çocukların iyi beslendiklerini ve iyi bir eğitim aldıklarını düşünmüyorum.
İyi beslenme ve iyi bir eğitim olmayınca da günlük başarılardan öteye gidemezsiniz.
Maçta hiçbir futbolcumuz İzlanda’lılar kadar hızlı, çevik ve akıllı değildi. Adamlar topu koşturdular, bizimkiler topun peşinde koştular. Topu koşturanlar yorulmadı ama bizimkiler çok yoruldu. Bizim garibanlar beş dakika bile topa sahip olamadılar.
Sinirimden diğer kanalda Çek Cumhuriyeti-Hollanda maçını izledim.
Futbol Federasyonumuz Türkiye’yi yabancı futbolcu cennetine çevirdi. Miadını doldurmuş yüzlerce yabancı futbolcu yüzünden Türk futbolcular takımlarda yer alamıyorlar. Oynayamayan binlerce yetenekli Türk gençleri bu yüzden kendilerini geliştirme imkânı bulamıyorlar. Bu sonuca şaşırmamak gerek.
Hâle, ahvâle uygun sandığım bir dörtlüğümle başa dönelim.
Eleştirel akıldır uygarlık felsefesi ey Şark!
Uyudun asırlarca, taklit ettin ağlamayı bırak,
Bir lokma bir hırka diyerek hep yan gelip yattın,
Artık kendine gel, Allah aşkına ayağa kalk… (Mehmet Özata)