Ekonomide, adalette, hukukta, insan hakları ve demokraside bulunduğunuz, devraldığınız konumdan ilerlemiyorsanız, yerinde saysanız bile geriliyorsunuz demektir.
Biz her konuda ülke olarak hep geriliyoruz. Hedefler ve ilkeler topluma göre değil de şahsa göre, ya da şahsin çevresindeki elit kesime göre yapılıyor. Sadece şahsın ve çevresindeki elit kesimin refah ve mutluluğu düşünülüyor. Yandaş medya küçük bir kesimin refah ve mutluluğunu tüm toplum kesimleri gibi sunuyor.
Gelişimin ve ilerlemenin başı mihenk taşı, öncelikle hukuk, adalet ve düşünce özgürlüğüdür. Ülkemizde artık “Fikir ve düşünce özgürlüğünden” bahsedilemez. Kim ki iktidarı eleştiriyor, ters kelepçeye vuruluyor, elektronik kelepçeye vuruluyor, para cezasına çarptırılıyor, yurt dışı yasağı getiriliyor. Ya da soluğu mahpusta alıyor.
Oysa yandaş basına bakın “Türkiye özgürlükler ülkesi”, hatta Avrupa ülkelerinden ileride olduğumuzu söyleyenler bile var. Yalnız dünya öyle demiyor. “Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü ”nün açıkladığı rapora göre Türkiye basın özgürlüğünde dünyadaki 180 ülke arasında 158’inci sırada yerini alıyor.
Bu durum bizi, demokrasi ile ilgisi olmayan, otoriter ülkeler arasına itiyor.
Sadece düşünce alanında mı? Ekonomide de aynı yalanla besleniyoruz. İktidar yönünde tekelleşen basın, yalan bombardımanı yapıyor. Örneğin Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “enflasyonun düştüğünü, ekonomiyi düzeltmek için büyük çaba sarf ettiklerini” söylüyor. Yalan değil Enflasyon TÜİK hesaplarına göre düşüyor.
Pazara giden Ayşe Teyze, Fatma Abla öyle demiyor. Bir dokun bin ah işit. Pazar çıkışı halka bir mikrofon tutun dinleyin. Halk “Yandım anam” türküsü söylüyor.
Köylü tohuma traktöre, mazota yaklaşamıyor. İşçi - memur ayın sonunu getiremiyor. Yandaş basına göre her şey güllük gülistanlık.
Emekli yerlerde sürünüyor, devlet kendi ürünlerine TÜİK’in belirlediği yüzde 44 zammı yapıyor. Emekliye yüzde 15,75 zam, aradaki fark kimin cebine. Haliyle iktidarın eli vatandaşın cebinde. Halk sefalete mahkûm.
Birkaç gün önce köprü ve otoyollara yapılan fahiş zamların doğurgan olacağını, iğneden ipliğe her şeyi zamlandıracağı bilinmiyor mu acaba?
Basın özgürlüğün yok, hukukun yok, adaletin yok, hasılı demokrasin yok. Böyle bir ülkeye hiçbir yabancı ülke güven duymaz, yatırım yapmaz. Halkı yalanla ve hamasi nutuklarla beslersiniz. Fakat açlık ferman dinlemiyor, nereye kadar?
Görüldüğü gibi, basından ekonomiye, hukuka, adalete kadar her alanda bir geri sayım var. Kendine hayrı olmayan muhalefet ne yapıyor? “Lay lay lom”. O da geriye sayıyor. Geriye doğru çift sayım.
Zaten muhalefet öyle olmasaydı, iktidar böyle olmazdı. Bu devran da dönecek elbet.