Eşler arasındaki hak ve sorumluluklar nelerdir?
Aile içi huzurun ve mutluluğun temini, ailede hak ve sorumlulukların, eşlerin konumuna göre belirlenmesi ve bunun uygulanmasına bağlıdır. Böylece ailede kurulan ve disiplinle uygulanan herkesin rollerinin gereğini yaptıkları eşleri, çocukları, ebeveyn ve çevreyi mutlu eden bir aile yapısı oluşur.
Demek ki, birinci kural; ailede, hak ve görevler belirlenecek, herkes bunu disiplinli bir şekilde uygulayacaktır.Bu rada evin reisi erkektir. Neden; çünkü ailenin geçimini temin etmek birinci derecede erkeğin görevidir, yani İslam’ın dili ile söylersek, aileyi geçindirmek erkeğin üzerine farzdır. Kadın dışarıda çalışmak zorunda değildir. Ha, ama hayat müşterektir.Kadının da ailenin nafakasına katkıda bulunmak için çalışmasında da bir engel yoktur. elbetteki kadınların bedensel ve ruhsal konumları gözetilerek iş imkanlrı meydana getirmek gerekir. Kadını taş ocaklarında, yeraltında maden ocaklarında, ahlak dışı yerlerde çalıştırmak ve çalışmaya zorlamak ahlaki ve insani olmaz. Bunu düzenlemek de devletin ve toplumu oluşturan kurumların görevidir.
Yani kadın onuruna yakışır bir işte çalışabilir ve evinin ekonomisine katkıda bulunabilir. Ama burada esas olan erkeğin bu görevi yapmasıdır. Kadının ana işleri evinin işlerini ve çocuklarının sğlıklı yetişmesini en iyi şekilde apmaktır. Evin iç yönetiminden hanımlar yetkili ve sorumludurlar. Erkeğin ailede reisliği, eşlerin istişaresi, danışarak, dönüşerek, anlaşarak ortaya konan bir iştir. Yoksa hiçbir zaman cebbar ve gaddar bir komutan edasıyla ailede hükümdar değildir ve olamaz. Bu İslam’a ve beşeri, evrensel hukuk kurallarına aykırıdır. Kadının kocasına sevgisi de saygısı da cebri-zorlayıcı değildir. Ahlaki bir davranıştır ve karşılıklıdır.
Çünkü Nisa suresi 4/19 ayette “Kadınlarınızla iyi geçinin” Allah’ın kesin bir emridir. R.SAV. de “sizin en hayırlınız, kadın-erkek eşleri ile iyi geçienlerdir” buyurması da kadın ve erkeğin yuvada eşit rolde olduklarını bildirmektedir.
İslam alimleri klasik anlamda kadınlara saygı ve sevginin sonucu olarak erkeğin kadınına karşı ödevleri şöyle özetlenebilir;
-Erkek kadınına mutlaka iyi davranmalı, eşine insan olmanın ötesinde en büyük saygı, sevgi, hoşgörü, ikram, izzet, hizmet gibi güzellikleri eşine tattırmalıdır. Özellikle evin yönetimi dış işlerde yugulanacak genel stratejileri eşler birbirlerinin en emin danışmanları olarak paylaşılmalı ve müşterek sorumluluk taşıyan konularda varılan sözlü ve yazılı kararları müşterek imzalamalıdırlar.
-Erkek ve kadın, eşler karşı tarafın ana, baba, kardeş, emmi, dayı, hala, teyze, kuzen gibi yakın ve uzak akrabaların eşler arasındaki mevcut sevginin, aşkın ve sevdanın bir uzantısı olarak onlara gösterilmelidir. Sevenin sadece kendisiin değil, af buyurun “eşeğini de, köpeğini de sever” derler. Çok doğrudur. Mecnun Leyla’nın mahallesinin kedi ve köpeklerini belki Leyla’nın eli onlara değmiştir de Leyla’nın kokusu o hayvanlara sinmiştir diye onları okşar ve koklarmış. Sevgi ve aşk böyle bir şeydir. Nefrette bunun zıddıdır.
-Erkek, eşinin üstüne asla bir eş, kuma getiremez, getirmemeli, dışarıda dost aramamalıdır. Elbetteki hanım da kocasının bu hassasiyetlerini gidererek bedensel ve ruhsal tedbirleri almalı, eşinin gözünün dışarıda olmasını engellemelidir. Gerek erkeklerin gerekse kadınların aslında birbirlerinin v diğerlerinden bir farkı olmadığın ıbilmeli, herkes kendi evinde kendi aydınlığını, ışığını kendi bulmalı, yani eşler kendi ateşlerini kendileri yakmalıdır. Unutulmamalıdır ki, çok çok zaruri olmadıkça ikinci bir eş edinilmemelidir. Bu iş kıskançlığın temelidir.
SÜRECEK