Yine deprem, ülkemizin ne yazık ki değişmeyen gerçeği. Dün İstanbul’da yaşanan 6,2 büyüklüğündeki deprem. Bizi yeniden ciddi olarak düşünmeye sevk etti. Diğer üzücü bir durum ise, Deprem bilimci Sayın Naci Görür Hocanın yaptığı açıklamadır. “Bu beklediğimiz İstanbul depremi değil” dedi.
Yani daha büyük depremin olma olasılığına dikkat çekiyor. Bu depremi kendi kendimizi kontrol için bir tatbikat gibi mi göreceğiz? Düşünelim; can ve mal kaybının olmadığı depremde GSM operatörlerinde sorunlar yaşandı. Demek ki olası büyük depremde ciddi iletişim sorunu yaşanacak. Dünyanın parasını alan operatörler neden bu sorunu çözmüyor? Diğer yandan toplanma alanları yok edilmiş, halk sokaklarda toplanacak bir yer bulamıyor.
1999 depreminden bu yana 25 yıl geçti, depreme hazırlık konusunda ne yapıldı? Yapmayı bırakalım halkın toplanma alanları bile ellerinden alınıp ranta dönüştürüldü. Halkın seçtiği belediye başkanları zindanlara atıldı. Üstelik te suçsuz yere. Gelecek seçimleri kaybetme telaşı, rakibini ,İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu içeri attırıyor. Liyakat sahibi kadrolar içerde. Depremde halk kaderi ile baş başa. Hatay depremi gösterdi az çok halkın nelerle karşılaşacağını. Değişen ne var? Hiçbir şey. İki yıl geçti halk hala konteyner kentte, çadırlarda, o da bakımsız ve binbir sorunlarla.
İktidar Kanal İstanbul Projesi ile meşgul. İstanbul’u nasıl parsellerim de Araplara satarım telaşında. Bu projenin ülkeye pek çok yönden vereceği zararların hesabı yok. Gözlerini karartmışlar. Sadece Kanal İstanbul’a harcanacak para (65 miyar dolar) ve rakibi İmamoğlu’nu seçim dışı bırakmak için yaktığı para 50 milyar dolar, İstanbul’da yüzbinlerce bina yapardı. Yine özel iletişim vergisinden deprem için toplanan para 40 milyar 160 milyon dolardır. Ne demişti dünya lideri açık yüreklilikle: “Biz İstanbul’a ihanet ettik, etmeye de devam ediyoruz”. Yalan da değil, haksız da. Buradan sonra bizim söylediklerimiz lafügüzaftır.
Bakınız bir taze ve canlı örnek verelim. Şişli Belediye başkanı yüzde 71 oyla seçildi. Hapse tıkıldı. Sosyal medyadan takip ettiğim kadarı ile Şişli’de bir alan gösteriliyor. Hapisteki başkan orası toplanma alanı olduğu için inşaatı durdurmuş. Şimdi o başkan içerde iken, ilk işleri o alanı hemen tekrar ranta açmak oluyor. İşte İstanbul böyle depreme hazırlanıyor. Gerçek budur, ister yiyin, ister yanında yatın. Gözleri sadece parayı ve rantı görüyor.
Olası depremin yol açacağı sorunları burada yazmaya kalksam “felaket tellallığı yapıyor” derler. Son Hatay Depremine bakarak herkes olacakları tahminde bulunabilir.
21 Mart 2023 günü Afet Yeniden İmar Fonu ile ilgili kanun hazırlanıyor. Fon’un kuruluş amacı, deprem sonrası oluşan yaraları sarmaktır. Fakat ne binasını, ne yönetimini ve kimlerin olduğunu, ne bilen var ne gören. Bütçeden ne aktarıldığı bilinmiyor. Kaç lira bağış toplandı? Kasada ne var? Nereye ve nerelere ne harcandı? Soruları yanıtsız kalıyor.
Deprem Türkiye’nin ne kadar gerçeği ise duyarsızlığımız, hazırlıksızlığımız, işi akışına bırakışımız da başka bir gerçeğidir.
Dünkü depremden etkilenen tüm yurttaşlarımıza geçmiş olsun diliyorum.