Türkiye’de Kürt Sorunu diye bir konu var. Yıllardır bu sorunun çözümü için iktidarlar kendilerine göre çok değişik formüller ürettiler. Ancak hiç birisi başarıya ulaşmadı. Ayrıca son 40 yıldır da kan akıyor. Olay gittikçe kangren hal alıyor. Öncelikle belirtmeliyim ki taraflar tüm toplumsal katmanları sürecin içine alarak, görüşleri değerlendirilerek çağdaş, sosyal, hukuki bir çözüm üretmeli. Zira tüm toplum kesimleri buna susamıştır. Pek çok Avrupa ülkesinde de benzeri sorunlar vardır. Onlar sorunlarını bahsettiğim zeminde çözmüşlerdir. Ben ülkemizde konunun taraflarını çözüme katkı sunan değil, çözüm oyunları oynayan aktörler olarak görüyorum. Karşılıklı güven yaratılmadı ise çözüm yoktur. Çözüm oyunu vardır.

Hukuk devletinde çözümün yeri hiç kuşkusuz ki parlamentolardır. Türkiye’deki çözümün merkezi Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Muhatabı ise DEM Partisi’dir. Dağlarda ve adalarda çözüm aramak ise düşündürücüdür.

Cumhur İttifakı bu sorunu çözebilir mi? Hayır çözemez, çünkü öncelikli olarak iktidar için halkın barış sorunu yok. Onun kendi iktidarının devamı sorunu var. Oynanan bütün satranç oyunlarının hepsi, iktidarı nasıl ayakta tutarım, yaşadığı sürece Erdoğan’ı nasıl cumhurbaşkanı yaparım önceliğidir. Bu da samimiyetsizlik doğuruyor. Güven vermiyor.

İktidar bir elinde havuç, diğer elinde sopa ile yürüyor. Havuç verirken Apo’yu salıvermek veya ev hapsi de olabilir. Ya da Kürt Halkı’nın işine gelebilecek birtakım tavizlerde verebilirler. İktidarlarını korumak için her şey mümkün. Fakat diğer taraftan sopayı gösteriyor. Belediyelere kayyumlar atıyorlar.

Asıl amaç DEM Partiyi yanına almak. Erdoğan’ın tekrar seçilmesine engel olan, Anayasadaki kalan pürüzleri de temizleyip. Otobanda engelsiz yürümek.

DEM Parti bu oyuna gelir mi? Aslında sol ve halkçı söylemler dillendirdiği halde gerçekten havucun ucundan tutar mı? DEM Parti “84 milyonun çıkarları, demokrasi güçlerinin çıkarları, partisel çıkarlarımın üzerinde” diyorsa havuca el uzatmamalı. DEM Parti ancak demokrasi güçleri ile alacağı ortak kararlar sonucu kalıcı ve samimi haklarını alabilir. DEM Parti’ye koklatırken büyük lokmayı yani deveyi havutu ile iktidarın götüreceği apaçık.

İyi de son yerel seçimlerde ülkenin birinci partisi olan, cumhuriyetin kurucu partisi CHP ne yapıyor? Bana göre uyuz kaşıyor. Ortada bu konuda kitlelere sunduğu alternatif bir proje yok. Olayları yöneten, yönlendiren, çözüm üreten, gündem yaratan değil, suyun akışına göre üzerinde yuvarlanan bir kozalak misali yuvarlanıp gidiyor. Kendi içindeki meseleleri çözememiş bir parti konumunda. Tam da iktidarın beceriksizliğini baz alıp dut ağacı gibi sallayacağı dönemde, kendi kendisini sallıyor. Kitleler için umudun değil, umutsuzluğun kaynağı.

Milli İstihbarat Teşkilat’ı referanslı üye kaydı yapan parti. İktidara Mesir Macunu sunumu yapan parti. Yalnız Mesir Macunu etkisini gösterdi. Belediyelere kayyum atamaya başladılar. Mesir Macunu götürmeye devam ederseniz, daha da azdırırsınız ki tüm belediyelere kayyum atarlarsa hiç şaşırmam.

Yine iktidarın bugünkü çözüm süreci de sonuçsuz kalırsa. Bundan sonraki süreçlerde artık inandırıcılığını kaybeder ve yalama olur. Artık bundan sonraki çözüm süreçlerinde kimseyi inandıramazsınız.

Çözümün başarı yolu, tüm yurdum insanlarının ikna edilmesidir. Açık, şeffaf, kuşku duyulmayan, samimiyet kokan, güven duyulan çağdaş, sosyal, hukuk zemininde bir çözüm başarılı olur. Yoksa çözüm oyunları olur.