Cehalet, görgüsüzlük, magandalık hiç bu kadar prim yapmamıştı, ödüllendirilmemişti.
Her alanda biat kültürü baş köşelerde.
Başbakanımız bir yakınının düğününde “İtaat et, rahat et” demedi mi?
Bir ülkenin yapısını değiştirmenin en etkin yolunun, eğitimini değiştirmek olduğunu bildiklerinden, ideolojileri doğrultusunda, tüm ortaöğretim okullarımızı; araştırma, geliştirme, sorgulamaya kapalı, tamamen biat kültürüne dayalı eğitim kurumlarına, yani imam hatip okullarına çevirmiyorlar mı?
Son olarak da “proje okulları” adı altında tüm çağdaş okullara el atılıp deneyimli öğretmenleri dağıtılmıyor mu?
Tüm kamu kurumlarına, liyakat sistemine değil, yandaş sistemine göre atamalar yapılmıyor mu? Tüm kamu kurumları yapılan hatalarla sarsılmıyor mu?
Kendi dalında yetişmiş devlet adamı geleneği yok edildiği için, üst düzey yönetimlerde uluslararası ilişkilerde de büyük hatalar yapılıp, bedeli tüm ulusa ödettirilmiyor mu?
İslam Cumhuriyeti kuracağız diye, cahil -sözde- din adamlarının saçma sapan, akıldan, mantıktan uzak yorumlarına meydanı boş bırakmıyorlar mı?
Bu yüzden çocuk istismarları bile bu dönemde tavan yapmadı mı?
Kadını toplumdan dışlayacağız diye, önce başını kapattırıp şimdi de sokağa çıkmasın diye “makyaf yapıp sokağa çıkan kadın, kaç erkeği tahrik ederse o kadar zina yapmış sayılır” demedi mi Burdur Milli Eğitim Müdür Vekili?
Akıllara ziyan…
Bu sözünden sonra da asaleten atanmadı mı bu göreve?
İktidarın ne istedi ise verdiği, palazlandırdığı FETÖ’nün ilkokul mezunu bile olmadığı söylenen liderinin peşine takılıp 15 Temmuz’da darbeye kalkışan, soru çalınarak bu makamlara getirilmiş generallere, hakimlere, savcılara, nice meslek sahiplerine ne demeli? Hiç bu kadar değerlenmiş miydi cahillik?
Sanki olağanüstü bir şeyler oluyor ve doğrularla yanlışlar yer değiştiriyor. Tam bir algı operasyonuna maruz toplum. Zaman zaman şoka giriyoruz.
Bu çarpık söylemleri düzeltecek, “Ne diyorsunuz siz!” diyecek ne bir merci, ne de aklı başında bir yönetici kalmadı sanki. Gerçekten, freni boşalmış bir kamyon gibi gidiyor ülke. Toplumun gerek ahlâki, gerek siyasi yapısının daha ne kadar bozulacağı belli değil.
Yazık, çok yazık.
Oy kaygısı ile cahilliğe günden güne daha çok prim veriliyor.
Bizim gençlik yıllarımızda “Eller aya, biz yaya” diye sık kullanılan bir söz vardı.
Son senelerde yapılanlara baktığımızda, “Eller aya, biz Ortaçağ’a” demek gerekiyor.
Evet, Ortaçağ’a doğru yol alıyoruz hızla…