Her akşam gün batımı;

Ne kadar da benziyor insan ömrüne...

Her gecenin sabahında;

Kadın cinayetleri,

Maden faciaları,

Tren kazası-trafik kazaları...

Onkoloji hastalığı-kalp krizi ile kaybettiklerimizi duydukça...

Eksiliyoruz bir bir...

İnceldi yüreğim dayanmıyor.

Ekmek parası uğruna aydınlık gökyüzünden karanlığa girmek.

Karanlıktan karanlığa girmek.!

Geride kalan hamile eş-yetim çocuklar...

Evladını yitirmiş anne-baba,

Kardeşler...

Hayat geride kalanlara kaldığı yerden devam etmiyor...

Dünyaya gelmeden babasını kaybetmiş evlada, ilkokul-ortaokul-lise-üniversite öğrencisi evlatlara, genç yaşta dul kalmış eşlere, nişan-düğün zamanı babalarının yokluğunu hisseden evlatlara, hayalleri yıkılan nişanlı bacımıza anlatın anlatabilirseniz bayramları, özel günleri, geceleri...

Yaşarken ölmek...

Bu olsa gerek.!

Babasızlığı-o'nsuzluğu...

Sadece yazıyoruz.

Ateş düştüğü yeri yakıyor.

Bu hayat pahalılığında en ucuz insan hayatının olması...

*

Yaşam o kadar kısa ki;

Eşinize-çocuklarınıza-anne-baba-kardeşlerinize-sevdiklerinize tüm değerlerinize;

Sevgiyi-saygıyı hissettirebilmek, teşekkür edebilmek, günaydın, iyi akşamlar, iyi geceler diyebilmek, hoş geldin, güle güle diyebilmek, ellerine sağlık diyebilmek, iyi ki varsın diyebilmek, önemlisin, değerlisin, vazgeçilmezim diyebilmek çok kıymetli...

Hayatta iken değerini bilemediğimize, kaybettikten sonra ah deriz...