Rahmetli arkadaşım, dostum ve meslektaşım gazeteci Bekir Coşkun  yaşamı boyunca “muhalif yazar” lık çizgisini hiç bozmadı…

Gazetecinin-yazarın görevi ve işi zaten “muhalefet” etmek, yönetenlerin hatalarını bulmak, mazlumun hakkını aramaya yardımcı olmak…

İktidarı ele geçirenlerin yanlışlarını halk adına ortaya çıkarmak…

AKP ve önceki tüm iktidarların icraatlarındaki hata ve yanlışları ağır biçimde eleştiren Coşkun, AKP’ye ısrarla ve körü körüne oy verenleri “Göbeğini kaşıyan adam”lar olarak vasıflandırmıştı…

O zaman Başbakan olan Sayın Erdoğan, bu benzetme karşısında Coşkun’u her zaman “hedef tahtası”na koymuştu.

Yaşamı boyunca, her daim muhalif yazarlık çizgisini sürdüren gazeteci-yazar Yılmaz Özdil de, AKP’ye  körü körüne ve ısrarla oy verenlerin “bidon kafalı” olduklarını öne sürmüştü…

Bekir Coşkun gibi “dokuz köy” den kovulan, ya da  TV ve gazetelerden ayrılan ünlü yazar Özdil ile CHP’nin çiçeği burnunda Genel Başkanı Özgür Özel “Bidon kafa” benzetmesi yapan Özdil’in eleştirilerini hazmedememiş olmalı ki, bu benzetmeyi gündeme taşıdı ve  Özdil’i hedef tahtasına koymaktan geri kalmadı…

Özdil’in eleştirisi, yerel seçimleri kazanan CHP Genel Başkanı Özel’in yanlış yolda olduğunu hatırlatmasıydı.

Saray’a yakın duran, siyasetteki gerginleşmeyi ve sertleşmeyi yumuşatmaya çalışan CHP liderinin, kazandığı zaferden sonra izlediği politikayı eleştiren Özdil’i hedef tahtasına koyması ne kadar doğru?

Özdil, erken bir genel seçimi ağzına dahi almayan, gelecek dört yılı böylece geçirmeyi hedefliyormuş gibi davranan Özel’in “yanlış yolda” olduğunu iddia etmişti.

Hatta daha ileri giderek “Başarısı yükselen bir CHP’nin lideri olarak erken genel seçim istemeyen dünya üzerinde tek lider Özgür Özel olmalı. Bu görülmüş şey değil” mealindeki eleştirisine sert yanıt alan Özdil, kendi TV mecrasından “Hodri meydan” demekten kendini alamadı.

Yani bir gazeteci ile muhalif kesimin en güçlü partisi CHP lideri ile bir yazar arasında beklenmedik, üstelik olmaması gereken bir polemik patlak verdi.

Bence Yılmaz Özdil haklı…

Hem de çok haklı…

Neticede bir yerel seçim olmuş…

Yeni Genel Başkan olan Özgür bey daha koltuğunu ısıtamadan yerel seçimlerden partisini “birinci” çıkarmış…

Acaba öyle mi?

Acaba bu kadar kolay mı?

CHP’nin yeni lideri, bir zahmet son 22 yılı değerlendirdiğinde neleri yaşadığımızı bilmeyecek kadar saf değil.

Halk her açıdan perişan duruma sokuldu…

Ekonomik-siyasi-dış politika  yerlerde sürünür hale gelmiş…

Halk açlık sınırının dibinde kıvranıyor.

Sonunda yerel seçim için sandığa gitse de kendisini genel seçindeymiş gibi hissedip en güçlü muhalif parti CHP’ye oyunu bastırmış..

Özgür Özel’in, bir günde göklerden inmiş (!) biri gibi “başarılı” sayılması ne kadar gerçek değilse, Özdil’in “Hooppp arkadaş, Saray’ın sahibine yanaş ama bir de hazır halk CHP’ye yol vermişken, şimdi de genel seçimleri erkene almanın yollarını dile getir ve koşullarını yarat” demesinin neresi yanlış?

Herkes durduğu yeri bilmeli…

Herkes kendisini “sihirbaz” hissetmemeli…

Siyaset “erken öten horoz” taklidine hiç ama hiç geçit vermez…

Son söz…

CHP’deki herkes, üst yönetimde görev alan her siyasetçi, yerini ve gücünü yeniden gözden geçirmeli…