Değerli okuyucular, son yerel seçimler yapılalı henüz bir yılı bile bulmadı. Halkın siyasi eğilimleri belirlendi. Halk iktidar partisini ikinci parti konumuna düşürürken, CHP’yi birinci parti yaptı. Ancak CHP eline geçen bu tarihi fırsatı hiç hakkını vererek değerlendiremiyor. Kitleleri hayal kırıklığına uğrattı ve özellikle de Sayın Özgür Özel’in tutumları ile kendisine açılan krediyi kötüye kullandığı ortada. Dikkat edilirse iktidarın onca olumsuzluğuna rağmen CHP’nin oyları tekrar düşmeye başladı.

AKP Genel Başkanının iradesine ve bütün ağırlığını koymasına rağmen Sayın Ekrem İmamoğlu karşısında üç defa yenik duruma düşmüştür. İktidarın ve liderin en çekindiği ve boy hedefi seçtiği tek kişi özellikle Sayın Ekrem İmamoğlu’dur. Bu açıkça ortada. Sayın Özgür Özel diyor ki; “İmamoğlu’nun cezası istinafta onanacak”. Öncelikle nereden biliyorsun? Olayın akışından böyle okumuş olması doğal. Şahsen ben de aynı görüşteyim. Hal böyleyken siz ne yapıyorsunuz Sayın Özel?

Sayın Özel neden diyemiyor? “Bunu sakın aklınızdan bile geçirmeyin, niyetlenmeyin, CHP bu kumpas karşısında, armut toplamaz, uyuz kaşımaz, yeri yerinden oynatır”!

Kısacası mevcut en güçlü adayına, şu anki gözlemlerimize göre sahip çıkmıyor. Dilerim beni yanıltacak bir yol haritası açıklarlar da. İktidar bu akla mantığa uymayan kumpasından geri adım atar.

Devlet Bahçeli geçtiğimiz hafta partisinin grup toplantısında, Özgür Özel’e demediğini koymuyor. En ağır şekilde eleştiriyor. Sonra Bahçeli ile Özel karşılaşınca “Sen benim sözlerime alınma, bunlar siyasetin gereği olarak bazen söylenir. Üzülmüyorsun değil mi?” diyor.

Özel ise; “Olur mu efendim, herkes istediğini söyler, önemli olan saygı sevgi”… Açıktan tiyatro yapıyorlar. Artık siyaset o kadar ayağa düştü ki, bunu kitlelerin önünde yapmaktan hiç de sakınca görmüyorlar. Sıkılma gereği duymuyorlar.

Ülkede enflasyon, pahalılık dayanılmaz hal almış. Adalet yok hükmünde. Anayasa tanınmıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları uygulanmıyor. Halka adeta “Kırk katır mı? Kırk satır mı?” dayatılmış.

Halk aş, iş, ekmek, adalet, özgürlük derdinde, iktidarın böyle bir gündemi yok. O her olayda topu taca atarken. Halkı ilgisi olmayan konularla oyalıyor. Muhalefet de ne yazık ki buna adeta teşne.

Seçimler zamanında yapılırsa daha yıllar var. İktidar, “Gelecek seçimleri nasıl kazanırım, en güçlü rakibim İmamoğlu’na nasıl kumpas kurarım, yetmez Sayın Mansur Yavaş’ı da nasıl devre dışı bırakırım?” telaşında.

Halk geçinemiyormuş, askıda ekmeğe muhtaçmış, iktidarın muhalefetin sorunu değil. Halk geçinemiyorsa ağaç kabuğu yesin. Emekli yerlerde sürünüyor. İşçiler haklarını alamıyor, kimsenin umurunda değil. Bunlar iktidar için normal şeyler. İktidarın doğasında var olumsuzluklar.

Asıl muhalefet ne yapıyor? Edilgen politikaları ile olumsuzluklardan iktidar kadar sorumludur. Tiyatro yaparak sorunlar çözülmez. Ülkemizdeki siyaset manzaralarına bakarak elde olmayarak karamsar bir tablo çizdim. Ortadaki çürümüşlükten önce muhalefet partileri sıyrılmaz ise ufukta hiçbir ışık belirtisi yok.