Şu anda ülkemizde ekonomik tablo dibe vurdu ya…

Halkımızın yüzde 80’i perişan durumda ya…

“Tek adam” rejiminin bizde uygulanamayacağının net fotoğrafıdır bu.

Hani, şu günlerde İngiltere’den rica-minnet Hazine ve Maliye Bakanlığının başına getirilen Şimşek var ya, o da çuvallamış vaziyette.

Ne diyeceğini bilmiyor, bilemiyor.

Hani halkımızı dipten  su yüzüne çıkarmak için, fakir fukara kullanılarak “deneyler” yapıyorlar ya…

Sonunda söyleyeceğimi baştan açıklayayım:

“Eğer İMF de gelse ekonomimizi su yüzüne çıkarmakta zorlanır.”

Nedeni veya nedenlerini sıralayacak olsak, sayfalar yetmez.

İMF geldi ne yaptı?

Özetleyelim hemen..

2000 yılı öncesi Hazine’nin başına oturdu…

Acı reçeteleri hayata geçirdi, sonra çekti gitti.

Daha sonra gelen Rahmetli Kemal Derviş ne yaptı?

İMF’nin uygulamalarını, Türkiye gerçekleriyle yüzleştirdi, kamu maliyesinde yapılan yanlışları düzeltti.

2002’de iktidar olan AKP’nin  ilk aylarında neler oldu?

Kamu İhale Yasası süratle ele alındı.

Bu yasa “açık kurallar ve denetim” öngörüyordu.

O dönemin Başbakanı Gül ve bakanlar uygulanması için gerekli anlayışı gösterdiler ve kararnameyi imzaladılar...

Bu neyi gösterir?

Başarılı yönetimler için birincisi, açık ve net kurallar şarttır.

İkincisi ise “yerinde ve tarafsız denetim”…

Kamu İhale Kanunu sayesinde “kamu bankalarıyla siyasi rant arasındaki ilişki” süratle kesildi.

Yani Devletin milli değeri olan kamu bankaları, özel sektöre “peşkeş” çekiliyordu ve bunun önü kesildi.

Bu bankalar asli görevlerine, yani üretim alanlarına kredi vermek zorunda bırakıldılar.

Bu kadar zor değilmiş yani.

Liyakatli bürokratlar ve “takım ruhu” sayesinde Türk ekonomisini rayına oturtan rahmetli Kemal Derviş’in kurumları eğer 7-8 yıl sonra eski haline getirilmeseydi, bugünleri yaşamazdık…

Liyakatli kadrolar işbaşına getirilmeden…

Bu bürokratlara “takım ruhu çalışması” öğretilmeden…

Bütün bunların yapılması için eski denetim mekanizmaları, yani Sayıştay-Danıştay-Yüksek Denetleme kurumları devreye sokulmadan…

İhale yasası eski haline getirilmeden…

Ve de “Tek Adam” müdahalelerinin önü kesilmeden…

Ekonomimiz düzlüğe çıkamaz…

Bu bir “ayeti kerime” değildir ama ekonominin değişmez kurallarından bazılarıdır.

Ama en önemlilerindendir…

Çıkış yolu, yani başarmanın formülü, liyakatli kadrolar-takım ruhu ve Saray gücünün devre dışında kalmasıdır.

CHP’nin çiçeği burnundaki liderinin “tek adam” ve Tek Güç”ü ziyaret etmekle bir yere varılamayacağını anlaması-öğrenmiş olması gerekirdi…

“Yapçez-etçez” ile hedefe varılamayacağını öğrenmesi gerekir CHP lideri sayın Özgür Özel’in…

NOKTA…