“Ulu Allah insanları aklı oranında sorumlu tutar.” Ahmaklar ve deliler mükellef olmazlar. Çünkü akıl Allah’ın insana verdiği nimetlerin en yücesidir. Her hastalığın bir şifası, her derdin bir devası, her problemin bir çözümü vardır amma, ahmaklık hastalığının şifası yoktur. Ahmağı kadı –hakim- yapmışlar, köpeğe kısas yapmış. Yani iki köpek boğuşurken biri diğerini öldürmüş. Adamı haksız yere öldürsen, aynı usulle öldürülür, buna kısas denir. Ama insanlara mahsustur. Hayvanlarda akıl fikir, düşünce olmadığından sorumlu olmazlar. Onun için köpeği öldürürse bir şey lazım gelmez ama ahmak olan kadı öldüren köpeğe kısas uyguluyor ve o köpeği öldürüyor. Tabi ki bu durumda kadılıktan azlediliyor.

Eski kitaplardan okuduğum bir ibretli ahmaklığa örnek bir makaleyi arzedeyim;

Rekabet iyiye kullanılırsa motor gücü doping etkisi yapar. İnsanı yarışa sokan iyidir. Aşırısı ise hasede, çekememezliğe yol açar, kibir yapar, düşmanlık yapar.

İşte ernek bir hikaye, olay:

Dört tane ağası olan bir köyde şöyle bir olay cereyan ediyor; bu köy ağalarının birisinin adı Bekir, birininki Ömer, öbürününki Osman ve Ali. Köyün bir camisi var, camide bir imam bir de müezzini var. Eskiden usul idi, hoca efendiler hutbede, R.SAV.i ararken arkasından 4 halifeyi de ararlardı. Köyün imamı mutad-adet üzerine hutbede bu mübarek zatları arıyor. Köyde beşinci bir ağa var. Adı Karani. Bir de köpeği var, adı Vas Vas. Fitnenin birisi Karani ağaya diyor ki, Hoca, her Cuma diğer ağaların adını anıyor, seni anmıyor. Sen onlardan daha zenginsin. Söyle seni de eklesin, ansın diyor. Adamı alevlendiriyor. Karani ağa usulü derecesinde hocayı uyarıyor. Beni de hutbede an, zikret diyor. Hoca böyle bir usul yok, diyor. Karani ağa ısrar ediyor. Bunda bir şey yok, beni de an sana 40 koyun vereyim, beni diğer ağaların yanında küçük düşürme, bunda bir zarar yok, diyor ve hocayı ikna ediyor. Hoca efendi hutbeye başlama iç ezanını okuyor. Hoca hutbeyi okuyup bitirince sonundaki dua bölümünde, gale aley hisselatü vesselam deyip R.SAV.le getirince Hz. Ebubekir’in ve Ömer’in ve Osman ve Ali ve sahabileri deyip sıra ağayı anmaya geliyor. İmam hazretleri duaya ekliyor. “Elkarani vasvas” deyince müezzinlikteki müezzinin kulak kabartıyor. Çünkü burada böyle bir ilave yok. bunu hisseten hatip müezzini gizlice uyarıyor. “Yü müezzin, sukut et, bu işin içinde 40 koyun var. Sesini çıkarma, 40 koyunun yarısı senin, yarısı benim” diyor. O Cuma böyle geçiyor. Fakat bu durum ortaya çıkıyor. Durum müftülüğe ve kadıya intikal ediyor. Müftülük imamı uyarıyor. Bir daha yapmasını önlüyor.

Bu bir hikayedir. Olma olasılığı yoktur, hayaldir. Zamanın cehaletini ve garabetini ortaya koymak için uydurulmuş olabilir.

(SÜRECEK)