Aynı yatağı paylaştığınız
Yanı başındaki erkek kardeşinle,
ayak ucundaki iki küçük bacın;
olanlardan habersiz
derin uykularında,
çocuksu, tatlı düşlerindeydiler.
Fırlayıp kalktın yerinden.
Yolculuğa hazırdı baban.
Bir direnç anıtı gibi duruyordu
odanın ortasında.
Belli değildi ne düşündüğü.
Gölgelemişti ayrılığın hüznü,
kavruk yüzünü.
Ayıramıyordu
uyuyan kardeşlerinden gözünü.
Dönüp anana baktın:
Ağlamıştı.
Gözlerini siliyordu
yazmasının ucuyla.
Bundan böyle
Babanın yükünü de omuzlayacaktı
olanca gücüyle.
Ayrılmadan önce baban,
bakmış bakmış da sana;
yani on birindeki oğluna:
“Evin erkeği
bundan böyle sensin oğlum.
Belli etme yokluğumu
dosta düşmana.
Göreyim seni!” demişti.
Üç kardeşinle ananı da
sana emanet etmişti.
Ailenizin sorumluluğunu
tüm ağırlığıyla
sırtına yüklemişti.
Bir dağ omuzlamış gibiydin
çocuk bedeninle.
Bundan böyle,
acılar, çileler de
birlikte gelecekti seninle.
Yılbaşı gecesinin
kör karanlığında,
bir karıştan fazla olan
kar soğuğunda,
ananla birlikte uğurlamıştınız
babanı o bilinmez gurbete.
Tam iki buçuk yıl katlanacaktınız
onsuzluğa,
ayrılığa,
hasrete.
Sizlerden de bir şeyler
koparıp götürmüştü baban,
sanki giderken.
Soğuk bir geceydi.
Kar yağıyordu hafiften.
Üşümeye başlamıştınız
daha şimdiden
babanızın yokluğuyla
Sıcak evinizde,
Yol arkadaşıysa
“Güccülünün Ömüç”tü.
Birlikte karar vermiş,
birlikte çıkmışlardı
gurbet yolculuğuna.
İlk durakları Kasaba,
yürüyerek beş saatti köyünüze.
“Belpınar” Akdağ’ın,
1500 rakımlı aşırtmaç doruğuydu.
Kasaba yolununsa yarısıydı.
Kışı, yamandı oranın.
Kolay geçit vermezdi karı, soğuğu.
Fırtınalar adam arardı kurban etmeye.
O nedenle yolcular;
karın soğuğun
ve yabanıl hayvanların
tuzağına düşmemek için,
arkadaşsız, önlemsiz
çıkmazlardı kışın yola.
Babanın;
İzmir Karşıyaka damgalı,
Madamın Han adresli
ilk mektubu,
Çorum’u üç günde bulacaktı;
ama gel gör ki kasaba yolunu,
bu yoldaki Belpınar’ı,
38 günde aşacaktı.
Ve o gün yazılmışlayın,
bir muştu gibi “sağ salim(!)”
elinize ulaşacak,
sizi sevince boğacaktı.
Günler, geceler boyu süren kaygılarınız
son bulacak;
Yüreğinizdeki baraj kabararak,
gözlerinizden
işte o gün taşacaktı.
-BİTTİ-