09 Ekim günü başlayan "Barış Pınarı" harekâtından kahraman ordumuzun kayıp vermeden, zafer haberleriyle dönmelerini milletçe bütün kalbimizle diliyoruz. Türk milleti her zaman olduğu gibi söz konusu vatan olduğunda tek yürek anlayışı ile bu yolda dünyada eşsiz bir millet olduğunu göstermiş, bundan sonra da göstermeye devam edecektir ve bu harekât da inşallah ismine yakışır bir şekilde bitecektir.

* * *

Ümit Zileli'nin Sözcü’de yayınlanan bir yazısı epey bir zaman önce kaleme aldığım yayınlamak için uygun bir zaman bekleyen yazımı gündeme almamı sağladı.

şöyle...

PET ŞİŞELER KOLAYLIKLA BİRLİKTE PROBLEMLER DE GETİRDİ...

Ne zaman yere atılmış bir sigara izmariti görsem aklıma; 68 yıl önce "VARLIK" dergisinde okuduğum bir yazı gelir.

Türkiye'ye gezmeye gelen Avrupalı genç kız, genç yazarımız ile arkadaş olurlar. Deniz kenarında sigara içerek sohbet ediyorlar. Denizin üstü, karpuz kabukları, tahta parçaları, samanla kaplanmış ve berbat bir durumdadır.

Genç kız biraz sonra biten sigarasının izmaritini atacak yer aramaktadır. Yazarımız genç kıza izmariti çok kirli bulunan denize atmasını söyler. Kız "Olmaz! Deniz kirlenir" der.

Yazı böyle bitiyordu. Denizin üstündeki kir birikiminin yanında atacağı izmarit "devede kulak" bile değil, ama onun terbiyesi, sigaranın izmaritini çöp birikiminin içine atmaya bile razı olmuyor.

Aradan 68 yıl geçmiş. Televizyon çağını yaşadıktan sonra, bilgisayar çağını da yaşamış, cebimizdeki telefonla internete girme imkanına kavuşmuşuz, ama direkte asılı çöp kutusu dururken; hemen yere sigara izmaritini veya benzer çöpü atmaktan kendimizi kurtaramamışız.

Sular üzerinde biriken çöplerin en göze batanı pet şişeler oluyor. Onların hacimlerinin iriliği büyük sorun yaratıyor.

Ayrıca, geri dönüşümü olan bir malzemenin gelişi güzel atılması çevre kirliliği doğurmakla kalmıyor, geri dönüşümde zayiata neden oluyor.

Pet şişeler icat edildikleri zamanki gibi sevimli değiller:

•Önce güneşte kaldıkları zaman, içlerinde bulunan suyu bozdukları söyleniyor ve yazılıyor. Güneşte kalmadan kullanıma ulaşmış pet şişe var mı? Bilmiyorum.

•Ormanlarda yere atılmış pet şişelerin, güneş ışınlarını mercek gibi yansıtıp, kuru ağaç döküntülerini tutuşturarak orman yangınları çıkardığı da basına yansıyor.

"Her güzelin bir kusuru vardır" derler, ama bu kusurlar risk üreten kusurlardır. Onun için bilinçli davranmak gerekiyor.

* * *

Su canlıların yaşam kaynağı. O bakımdan yakın geçmişe kadar, çeşmelerden hatta kuyulardan sağlanan su ile hayat sürdürülürken; su konusunda pet şişenin ortaya çıkması pratikliğinden ve hafifliğinden dolayı çok çabuk kabul görmesine neden olmuştur.

Ancak, yayıldı ve kabul edildi diye devam etmek zorunda değiliz. İnsanları bitten, pireden kurtaran kahraman olarak görülen DDT’nin böcekler üzerinde güçlü toksik etkisi konusunda yaptığı araştırma ve buluşu ile bir bilim adamı 1948'de Nobel ödülü aldı. Demek ki Nobel ödülü almış buluş bile zararlı olduğu fark edilince yasaklanıyor ama biz o yasağı bile 10 sene geç uyguluyoruz.

Bu yazıyı kaleme alalı epey bir zaman oldu. Araya daha güncel konular girdiği için yayınlamak bu zamana kaldı. İyi ki de öyle olmuş. Ümit Zileli, pet şişe sularının, kabul edilemeyecek şekilde bozulduğunu, içlerinde banyo yapılması bile sakıncalı olanların olduğunu ve ünlü markalardan hiç birinin, istenen kalitede olmadığını anlatan bir yazı yayımladı.

Sayın Zileli bu yazıyı kaleme alırken hangi somut deliller ışığında ele aldı bilemiyorum. Ancak görünen o ki piyasada markalaşmış, vatandaşın güvenle tükettiği suların zaman içerisinde oluşan arz-talep artışını karşılayabilmek amacıyla başka kaynaklara yöneldiği, bunun da sonucunda kaliteden ödün vererek kullanıcılarının güvenlerini kaybettikleri anlaşılıyor.

Musluk suyu güvenli şehirlerin çok şanslı olduğu, belediyelerin bu konularda girişimlerde bulunmalarının önemi, ayrıca binaların ve dairelerin kaliteli arıtma cihazına sahip olmalarının gerekliliği burada ortaya çıkıyor.

En güzel günler sizlerin olsun.