Eğitimin bugünkü durumunu 2002 öncesine göre kıyaslarsak, başarıdan da başarısızlıktan da, bugüne kadar görev yapan bakanların sorumlu olduğunu belirtmeliyim. Eğitimde başarı, beceri ve liyakat dönemi bitti. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin 2024 yılı bütçe konuşmasında, eğitimi cemaat ve tarikatlara teslim ettiğini perçinleyen konuşmasında “Onlar çocukların dağa çıkmasını engelliyor” derken Sivil Toplum Örgütleri (STK) adı altında cemaat ve tarikatlarla protokollerin devam edeceğini söyledi.

Bakanın bu söyledikleri eğitim ve cumhuriyet açısından bir kırılma noktasıdır. Anayasasında “Laik, demokratik ve hukuk devleti” yazan bir ülkede açıktan anayasal suç işlemektir. Tevhidi Tedrisat Kanunu’na (Öğretimin Birliği Yasası) ve 1739 sayılı Milli Eğitim Kanunu’na aykırıdır! Eğer ülkede hukukun H’si varsa bakan hemen görevden alınmalıdır.

İktidara geldiklerinde sözde “Avrupa Birliğine girmeyi ve o değerleri temel aldığını” söylediği halde bugün Afganistan benzeri bir eğitim sistemi körpe beyinlere dayatılıyor. Bilimden fenden uzak, ilkelliği, bağnazlığı, gericiliği temel alan bir sistem, ülke karanlık, sonu uçurum olan bir geleceğe hızla sürükleniyor.

Eğitimin bu sefaletini, liselerin imam hatipleştirilmesini gören varlıklı aileler özel okullara yöneldi. Ya maddi çaresizlik içinde olan ailelerin öğrencileri? Çağdışı yöntemlerle teslim alınıyor.

Ülkede 975 bin öğretmen vardır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın hala tarikat ve cemaatlere gereksinim duymasının akıl ve bilimle izahı yoktur. Tarikat ve cemaat uzantısı vakıflara, kamu taşınmazları 49 yıllığına bedelsiz veriliyor.

Eğitim paydaşları ve sendikaları ne güne duruyor. Bakan İsmailağa Cemaat’indan görüş ve öneri alıyor. Yatılı okulları kaldırdılar, yoksul halk çocuklarını tarikat cemaat yurtlarına muhtaç ettiler.

Bakanın ilk işi karma eğitimi tartışmaya açmak oldu. “Keşke şeriatı övecek kadar bilgim olsaydı” dedi. Daha ilk günden laik eğitime karşı bir kampanya başlattı.

Bugün en kıdemli 25 yıllık öğretmen 24 bin lira maaş alıyor. Öğretmenler kiralarını ödeyemiyor, ataması yapılmayan 1 milyon öğretmen var. Okulların yeterli güvenlik ve temizlik görevlisi sorunları bile çözülememiş. Uyuşturucu simsarları okul önlerinde kol geziyor. Öğrenciler uyuşturucu tehdidi altında. 

Gözbebeklerimiz biricik yavrularımıza okullarda 1 öğün yemek vermeyi becerememiş. Çocuklar aç susuz 7-8 saat okulda boş midesi ile uğraş veriyor. Aç çocuk nasıl ders dinler? Simit 10 lira, bir bardak su 7-8 lira. Kaç aile çocuğunun çantasına beslenme koyabiliyor. 20 lira harçlık koyabiliyor. Okullarda süt projesini kaldırdılar.

Öğretmene şiddetin ardı arkası kesilmiyor

Sayın Bakan’ın varsa yoksa söylemleri tarikat ve cemaatlerin eğitimde daha etkin olmasına yönelik. Bu saydıklarımız sanki Bakanın sorumluluğunda değil. Bakanın öyle bir sorunu yok.

Eğitimde akıl ve bilimi önceleyen anlayışa son verip,  inanç merkezli laiklik karşıtı bir eğitimle gideceğiniz yer sadece uçurum olabilir. Aydınlanma çağını yaşamış bir ulusu bu uçuruma sürükleyemezsiniz.