Din lügatte, doğaüstü güçlere, kutsal varlıklara, tanrıya inanmak ve çeşitli şekilde ibadet etmektir diye geçiyor.
İslam ise Hazreti Muhammet’in Allah’ın son Peygamberi olarak Kur-an’da emredildiği gibi yaydığı, öğrettiği bir dindir.
Geçen yıl “İlk Yüz^” diye yabancı bir yazarın yazdığı kitabı okumuştum, ilk yüzün ilk insanı, Hazreti Muhammet’di.
Dinimiz bize kul hakkı üzerinde çok durmamızı ve tövbe edenlerin bağışlanacağını, fakat kul hakkına karışılmayacağını, onun hak sahibiyle bir hesaplaşma olacağını bildiriyor.
Dinimizi Kur-an’dan öğreniyoruz. Onun için Kur-an’ın Arapçasını her okuduğumuzda Türkçesini de okumalıyız. Eski yazı bilmeyenler yeni yazı ile yazılmış mealini mutlaka okumalıdırlar. Net olarak anladıklarını tatbik etmeli ve şüpheye düştüklerini de hakiki olarak bu işi bilenlere daha doğrusu Müftülerimize sorarak öğrenmelidirler.
İslam da niyet çok önemlidir (ameller niyetlere göredir buyrulur) Dinsiz insan harçsız duvara benzer, ne kadar yükselirse yükselsin sonu yıkılmaktır.
İnsanlar ölümden neden korkar? Aşikâr olan günahlarından ve gizli günahlarının daha çok olduğundan ve işte asıl önemlisi o ebedi yolculuğa hazırlanmadıklarından, ebedi kalacakları yere yatırım yapmadıklarından korkarlar. (Tabi ki kör, karanlık çukurdan hepimiz korkarız)
İşte din bu çukuru nurlandırmak için vardır. Bizi kötülüklerden korumak için vardır. Sıhhatimizi huzurumuzu, mutluluğumuzu sağlamak için vardır. Din bizleri terbiye etmek insanlara faydalı olmak için gelmiştir.
Terbiyenin en önemlisi ve kemale ermişi de nefis terbiyesidir. İslam’ın beş şartından bilhassa oruç nefsimizi terbiye için emredilmiştir.
Nefsini terbiye eden insan zaten terbiyelidir, saygılıdır.
Saygı denince aklıma geldi; geçenlerde TV'de bir doktor aile hakkında konuşuyordu; eşinizin ailesini sevmek mecburiyetinde değilsiniz ama saymak mecburiyetindesiniz diyordu. Ben buna şunu ekliyorum bu saygı zamanla sevgiyi de doğuracaktır.
Hakiki aşk Hâk aşkıdır. Ona erişmek çok zordur.
Bir gün Mecnun, “Leyla Leyla” diye çöllerde dolaşıyormuş. Düşmüş bayılmış, bir türlü ayılamamış, Leyla’yı bulup getirmişler Leyla, Mecnun’a “ben geldim” demiş,
Mecnun, “ben seni tanımam ki benim Leylam başka” der, kalkar ve o Hâk aşığı yine, “Leyla Leyla” diye çöllere düşer.
Kısacası din bizim için vardır. Her emir ve yasakları bizim menfaatimizedir. Yüce Allah İslam’ı hakkıyla yaşayanlardan eylesin inşallah. (15.02.1999)
Saygı ve sevgilerimle.