Ülkenin bir yarısı, isterik mutluluk çığlıkları atarken; bir diğer yarısı korkuyla, endişeyle izliyor olup biteni.
On iki yıldır, ite kaka, sürekli ötekileştirilen bu yarı; huzursuz, mutsuz ve umutsuz.
Geleceğe korkuyla bakıyor.
Kendi geleceğinden değil; çocuklarının, torunlarının geleceğinden endişeleniyor.
Endişeleniyor, çünkü endişeleri, düşünce ve istekleri, sandığa ve parlamentoya yansıtılmıyor.
Yansıtılmıyor, çünkü ülkenin tüm erklerini dilediği gibi kullanan İktidar, buna izin vermiyor.
Ülke hızla (ülke halkının bir diğer yarısının muhalefetine rağmen) Ortadoğululaşıyor.
Ülkenin bu yarısı, bıkkın ve yılgın.
Bir çıkış yolu arıyor.
Bir ışık arıyor.
Tutunacak bir dal, sarılacak bir umut arıyor.
… …
Bulamıyor.
Bunalıyor.
İşi (şimdilik) şakaya, şamataya vuruyor.
Hâlâ sağduyu ve sağgörü sahibi birileri kaldıysa eğer; o birileri, ötekileştirilen bu yarının ürettiği orantısız zekâ ürünü şaka ve şamataların altında yatan ruh hallerinin ayırdına varmalı artık, diye düşünüyorum.
Başka türlü bu topluma huzur ve gönenç gelmeyecek çünkü.
* * *
Sanal âlemde paylaşım rekoru kıran, ancak yazanı bilinmeyen, bugün sizlerle paylaşmak istediğim aşağıdaki ironik yazı da yaşanan düş kırıklarının şakaya vurulmuş hali.
Denizli şivesiyle kaleme alınmış bu yazıda pek çok gönderme var; tabii anlayana, anlamak isteyene.
Yazarının affına sığınarak, üzerinde benim de kalem oynattığım, işte o yazı…
* * *
“…Ben bu memleketten sıkıldım gari arkideş; yetti gari…
Egemiz için demokratik özerklik mi neyii, ondan taleb ediyom.
Biz gazanıyoz, verginin böyüğünü biz veriyoz; bizim gaderimizi, Yozgatlı’nın, Cankırılının, Corumlunun, Kastamonulunun, Rizelinin oyu tayin ediyoru.
Adayım deye ortaya çıkan icumhurreisi adaylarından biri; bizim vergileeemizlen, bizim taşıtlarımızılan, bizim teyyarelerimizlen, bizim imkanlarımızılan bize puropaganda yapıyo…
Garamanlının, Maraşlının, Bayburtlunun, Urfalının oylarıylan da gazanıp, bizi yönetmeye galgıyo…
Yetti gari.
Bi deel, üç deel, beş deel…
Hem vallaha, hem tallaha; yetti gari.
Hasda ettiniz len bizi; delirttiniz, çıldırttınız bizi.
Yeter len, yeter gari!...
Ege’mizin ucsuz bucaksız gaynaklarını; Kasımpaşalıların, Gonyalıların, Yozgatlıların elinde mundar ettiniz yıllardır.
10 sene önce Gayseri neydi şimdi ne oldu, bi bakin bakem.
Bi de bu şoparlara oy vermeyip, bertaraf olan şehirlere bi bakin bakem; hepiciği yerinde sayıyo, yerlerde sürünüyo.
Bak Izmir’e, bak Dengizli’ye, bak Andalya’ya, bak Alanya’ya, bak Bodrum’a…
… …
Tamam; Gonya’ya gider bu zihniyet, Yozgat’a da gider emme; Ege’ye getmiyor akideş, zorla değil ya!
Haz etmiyom ben böle dimokrasiyi!
Ben de özerklik istiyom; Ege’yi de Egeliler yönetsin gari!
Yetsin gari bizi sömürdüğünüz.
İşte haritemız (bkz: 2014 Cumhur Başkanlığı Seçimleri Haritesi )
Komşulaamız, Kuzey’de Imarmara; Güney’de Akdeniz; Batı’da Yonanistan; Güneydoğu’da Afiyon. (Afiyon’u, özerk devletimize gabul etmiyoz. Yıllarılan Güneydoğu’yla uğraştık, dünyanın parasını gömdük de ne oldu. Hem zaten Afiyon, sözde Egeli; aslında onla, Gonyalılarla daha iyi anlaşılaa...O da ırak olsun bize…)
… …
Devület olmamız için her bi şeyciğimiz vaa…
Gendi gazetamızı, gendimiz çıkarır, gendi havuz medyamızı gendimiz gurarız. (Ne bu ya? Temiz süt emmiş üç beş gazetacı kaldı; baskı üzerine baskı, büyo gazetacıyı iştan attırtıyola…Böle dimokrasi mi oluru?)
Biz gendi dimokrasimizi, gendimiz gurarız.
Torizmimiz vaa… Aha Alanya, aha Bodrum, aha de Çeşme…
Sanayimiz de vaaa, maden ocaklamız da vaa.
Tekstilimiz de vaa…
Tarım desen, tarımımız da va.. Sebze de bizde, meyve de bizde…
Dağlarımızdan yağ, bağlarımızdan bal akıp duru.
Liman kentimiz İzmir.
Yurt dışıylan ticaretimiz zaten olup duru.
Bi İzmirli bulup başgan; bi Bubadağlı bulup, ekonomi vekili yaparık.
İzmir’i de başkent yaparık.
Gül gibi geçinip, giderik.
Şarabı zaten biz üretiyoz; kendimize vergi gomayız gari, o gadar da olsun gari, di mi akideş..
Enerji, ilektirik sıkıntımız da olmaz.
Güneş de var, rüzgar da… alla şükür,
Avrupalı Tekirdağlı akideşlerimize de gapütülasyon verdik miydi; şarabımızla rakıyı takas eder gül gibi yaşaaaa giderik…
Nufus 11 milyon. Ne eksik, ne fazla….
Kim ne gadar, nasıl doğurursa doğursun; biz garışmaz, garışdırtmayız.
Kim ne giyer, nasıl giyerse giyer; biz ne…
Dileyen dilediği gibi bassın gahgahayı; bizi ne ilgilendirir…
Resmi dilimiz Dengizlice.
İnsanımız çalışkan, aydın, laik, hoşgörülü, moderen.
Herkesin dini kendine; başgası ne garışır, başgasına…
AB’ye bugün başvursak yarın üyeyiz.
Purojemizin adı Bağımsız Ege Projesi.
Kısaltması BEP oluyoru.
… …
Görün bakın nasıl galkınıyoz…
Görün bakın huzuru, mutluluğu nasıl yakalayoz…
Ondan gari, Yozgatlının da, Corumlunun da, Erzurumlunun da yol açık olsun; yeter ki bize ayak bağu olmasınlaa…