Kimi insanlar çok farklı oluyor.

Bir çok şeyi öğrenim sırasında fark ediyor, bir başka yan düşünce dünyasında birden çok farklı bir biçimde ışıyor ve o yana doğru bir araştırma yapıyor, o da yetmiyor bir başka konu ile ilgilenme gereği duyuyor, bitmez tükenmez bir uğraş ve çaba sonucu bir noktaya varıyor ve bütün herşeyin ondan ileri geldiğini farkediyor.

Alev Alatlı kendisinden ve kendi yaşamından hiç söz etmezdi.

Bir kültür / sanat kanalı olan bir TV kanalında vefat etmeden önce ilk kez bir iki programda sorular üzerine söz etti.

Ben Alev Alatlı’yı nasıl  keşfettim, oradan başlayalım ilkin. Çok şey anlatıldı. Çok şey yazıldı.

İznik’teyiz. İznik Gazetesi'nde yazan avukat Şefik Abi ile Ayasofya Cami bahçesinde oturuyoruz.

Ve sohbet ediyoruz. Sohbet edilecek insan vardır,  sen bilirsin onları.

Tam o sırada evladım gibi sevdiğim biri telefon etti. Bu telefon sırasında “gel seni biriyle tanıştıracağım” dedim. O da “sen gel Orhangazi ye gidiyoruz” dedi, “O da değerli bir insan”.

 Şefik Abi’den izin istedim kalktım.

Orhangazi ' ye gittik.

Daha önce Orhangazi ye çeşitli vesilelerle gidip gelmiştim, gezmiştim. Ve hatta bir de yazı yazmıştım. Orada bir tarihçi kız vasıtasıyla dostlar da edinmiştik.

Orhangazi’ye bir akşam vakti gitmiştik. O arkadaşın bir öğretmen arkadaşı bekliyormuş bizi. Arkadaşın bir iki işi vardı ve daha sonra bir lokalde o arkadaşın bir arkadaşı olan ve daha sonraki yıllarda beni İstanbul’da da ziyaret eden, o pandemili günlerde bir apartmanın bahçesinde uzun uzun sohbet ettiğimiz arkadaş, bana Orhangazi’de bir kitap hediye getirmiş. İstanbul’a gelirken de bir kitapla geldi, sağolsun.

Orhangazi’de oturduğumuz masanın üzerinde bir dergi vardı. İbni Haldun Üniversitesi’nin bir dergisi. Bir göz gezdirdim, Alev Alatlı’nın dedikleri dikkatimi çekti, okudum.

O dergiyi hep aldım.

Daha sonra TV kanalında ' İhmal Edilebilir Nasihatler' adlı bir programda gerçekten çok yönlü ve iyi bir müzik bilgisi de olan 'Karar Perdesi' adlı programda Dr. Gönül Paçacı ile programlar yapan, iyi bir neyzen de olan Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün ile programlar yapan Alev Alatlı’yı dikkatle izler oldum.

Daha sonra programın hem adı hem de içeriği biraz değişti. 'Mitolojinin Gücü' Bana Masal Anlatma adı ile çok dikkate değer ve ilham verici şeyler anlatılmaktaydı. İlgilenmemek mümkün değil.

Öncelikle şunu itiraf etmek gerek, Alev Alatlı’nın iyi bir eğitimi vardı ve bu onun iyi bir entelektüel olmasının kapısını aralamıştı.

Alev Alatlı bir çadırda doğmuştu. Babası asker olduğu için Menemen yakınlarında kurulan askeri çadırların yakınlarına ailelerin de çadırları varmış. Ankara ve Erzurum’da okuyor. Babası İngilizce bildigi için Japonya’ya gidiyorlar. Tokyo’da Amerikan Kolejinde okuyor.

Türkiye 'de ODTÜ’de ekonomi okudu.

Bir bursla Amerika’ya gitti. Yüksek lisans ve doktora, felsefe okudu. Bu eğitimi beş yıl süreyle devam etti.

Felsefe okurken bir şeyin farkına vardı. Bu dalın içinde İlahiyat var. Ve daha sonra İlahiyat okudu.

Benim izleyebildiğim kadar daha sonra psikolojiye, insan psikolojisine merak sarıyor.

Yazdığı kitaplar ve yaptığı konuşmalar sayesinde bir çok ödül sahibi oluyor.

Filistin davasının tanıtımından dolayı 1986 yılında Tunus' ta sürgünde bulunan Yaser Arafat tarafından ' Özgürlük Madalyası ' ile onurlandırılıyor.

1985 yılında okurlarıyla buluşan ' Yaseminler Tüter mi Hala' 1987 Türkiye Yazarlar Birliği yılın en iyi roman ödülünü kazandı.

2006 da Rusya da Mihail Alexsandroviç Şolokov 100. Yıl sanat ödülünü, 2014 te edebiyat alanındaki Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat ödülünü aldı.

2017’de 3. Kültür Şurası, Alev Alatlı nın ' Dünyanın İyiliği İçin Türkiye ' mottosu ile açıklanmış.

Akademisyen olarak çalışıyor.

Devlet Planlama Teşkilatı’nda uzman olarak görev yapıyor.

Entelektüel demek zihni faaliyette bulunan insan demektir. Alev Alatlı bunu hak ediyor ve bu hakkı ona teslim etmek gerek.

Bilim tarihi de okuyor.

Alev Alatli̇

Alev Alatlı’yı 2 Şubat 2024 tarihinde 80 yaşında kaybettik.