Merkezi yönetiminin baskı ve vesayetine son verilmesi gerektiğini kaydeden Aygün, “Vali ve kaymakamlar merkezden atama yoluyla değil, halk tarafından seçmelidir. Yerel halk meclisleri, muhtar ve azalar, kentin mahalle, sokak, fabrika ve işyerlerinin, işçi ve kamu emekçisi sendikalarının, meslek odaları, çevre, kültür-sanat örgütleri ya da çevrelerinin seçilmiş temsilcilerinden oluşmalıdır” dedi.
Yerel yönetim organlarını, belediye başkan ve meclis üyelerini görevden alma yetkisinin ancak sadece kendilerini seçen yerel halkın tasarrufundan olması gerektiğini belirten Aygün, açıklamasında şunları dile getirdi:
“Yerel yöneticiler bulundukları yerde vasıflı bir işçi ya da memurdan fazla ücret almamalıdır.
Yerel yöneticiler 4 yılı beklemeden gerekirse halk meclisleri tarafından görevden alınmalıdır.
Tüm ihaleler, harcamalar, gelir-giderler, hizmet satın almalar halkın gözü önünde ve bilgisi dâhilinde olmalı, halkın denetiminde açık yapılmalıdır.
Şehir içi ulaşım, yoksulluk sınırında ve altında geliri olanlar için ücretsiz hale getirilmelidir.
Yaşlı, kimsesiz, yoksul, bakıma muhtaç kişilere ücretsiz bakım evleri yapılmalıdır.
Yandaş vakıf, dernek gibi kuruluşlara para aktarılmasına son verilmelidir.
Yoksul aile ve bireylerin barınma, ısınma, sağlık, beslenme ve giyinme ihtiyaçları konusunda iaşe ve lütuf anlayışına son verilerek, modern bir sosyal destek yönetimi uygulanmalıdır.”