Cem Karaca ne diyordu:
“Alkışı duydum, ihaneti gördüm
Sesim de oldu, sessizliğim de”
Ve sevgiliye sesleniyordu:
“Sen de başını alıp gitme
ne olur, ne olur tut ellerimi”
*
Acımasız olan hayat mı, yoksa insanların vefasızlığı mı? En fazla, kırılmaktan yorulmuyor muyuz? Ya da kırılanları içimizde saklamaktan değil mi suskunluğumuz?
Geçenlerde de yazmıştım; magandalık çok kolay. Hiçbir kurala uyma, incelik gösterme, iyilik için çaba harcama zorunluluğunuz yok. Recep İvedik gibi…Ölçüsüzsünüz, kabasınız, “ben böyleyim”cisiniz ve bütün bu olumsuzluklarınızı çevrenize, topluma dayatmakta hiçbir sakınca görmüyorsunuz.
Öyle olunca, “vefa”nın sizin kitabınızda bulunmaması da son derece doğal.
Vefasızlık, nankörlük, ihanet, “kötülük” zincirinin halkaları değil mi?
*
Hz. Ali’nin şu sözü hiç aklımızdan çıkmaz: “Ben ona iyilik yapmadım ki, bana kötülük yapsın!”
İyiliğin karşılığında kötülük; nankörlüğün de ötesinde bir şey. Zira, nankörlüğü tanımlamak için “iyilik bilmeme” yetiyor da artıyor bile.
Üstüne bir de kötülük…
İşte bu ihanete giriyor sanırım.
*
Bir vefasızlıkla ya da nankörlükle karşılaştığınız zaman, “keşke bu kadar iyi olmasaydım” diye içinizden geçirdiğiniz olur mu?
Olur, olmuştur elbette. Ama başka türlü de olamazsınız ki…
Sorun sizde değildir; iyilik kötü değildir. İyiliği istismar eden kötüdür.
Neyse ki kötüler, iyileri, iyilik yaptıklarına pişman etmeyi şimdiye kadar başaramamışlardır ve başaramayacaklardır.
*
Okurlarım, “Şimdi bunlar nereden çıktı?” diye düşüneceklerdir, “Bir şey mi oldu?” diye soracaklardır.
Bugün Pazar.
Yine masamdayım, yine klavyemin başındayım.
Günlük işimi bitirince şöyle arkama yaslandım ve bunları düşündüm.
İyiliği, kötülüğü, vefayı, vefasızlığı…
Ve kendi kendimi bir kez daha kutladım; yaşadığım vefasızlıklar karşısında yılgınlığa kapılmadığım için…
Değil mi ki, hayatın doğal akışı içinde vefasızlık da, nankörlük de, ihanet de kaçınılmaz olgular, siz kendinize bacaksınız, “Bunlar beni yolumdan alıkoydu mu?” diye.
Kendi kendimi kutluyorum; tüm olumsuzluklara karşın içimdeki sevgiyi yaşatabildiğim için, umudu ve inancı koruyabildiğim için…
Emin olun, yazıyı bitirirken çok daha moralliyim, çok daha güçlüyüm.
Hep yapıcı, hep pozitif, hep iyiliksever ve hep insan sevgisiyle dolu olmak için çaba harcamaya devam edeceğim.
Beni yenemeyeceksiniz negatifler!