CHP İl Kadın Kolları Başkanı Kamile Anar’ın yaptığı basın açıklamasına CHP Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız, CHP İl ve Merkez İlçe Kadın Kolları yönetici ile üyeleri katıldı.
Kadeş Barış Meydanı'nda yağmur altında yapılan basın açıklamasında Anar, AKP’nin, kadına yönelik şiddeti önlemek adına hayata geçirdiği politikalarında “mış” gibi yapmaya devam ettiğini savundu. “Hal böyle olunca da bizler, en temel hakkımız olan yaşam hakkımız için mücadele etmeye mecbur bırakılıyoruz” diyen Kamile Anar, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Şiddet nedeniyle yaşamını yitiren tüm kız kardeşlerimizi saygıyla anıyoruz. Bugün, dünyada ve ülkemizin dört bir yanındaki kadınlarla tek yürek olduk: her türlü şiddete, sömürüye ve savaşa meydan okuyoruz.”
“KADININ EN BÜYÜK GÜVENCESİ LAİK
DÜZEN BÜYÜK BİR TEHDİT ALTINDA”
Türkiye’de her gün en az iki kadının katledildiğinin altını çizen Anar, “Kadın cinayetlerini sadece “sayı” olarak değerlendiren iktidar, çarpıttığı verilerle şiddetin azaldığını iddia ediyor. Hayattan koparılanın bir evlat, bir anne, bir abla, bir kardeş, bir arkadaş, bir dost olduğu gerçeği yok sayılıyor. Cinayetlerin üzeri “şüpheli kadın ölümü” denilerek kapatılmak isteniyor. İstismara uğrayan çocuğun davasında “çocuğun rızası”ndan bahsediliyor. Kadına ve çocuğa yönelik şiddet uygulayanlar cezasızlık politikası ile ödüllendiriliyor.
Kırmızı çizgimiz olan İstanbul Sözleşmesi hukuksuzca feshediliyor. 6284 Sayılı Şiddet Yasası’na göz dikiliyor. Cumhuriyetin biz kadınlar üzerindeki en önemli kazanımlarından olan Medeni Kanun budanmaya çalışılıyor. İktidarın kadının hayatını cehenneme çeviren politikaları saymakla bitmiyor. Biz bütün bu uygulamalar karşısında yılmadan, usanmadan, direnmeye ve sesimizi yükseltmeye devam ediyoruz. AKP karanlığını aydınlığa çevirmek için kadın hareketi ile sımsıkı kenetlenerek, olanca gücümüzle direniyoruz.” ifadesini kullandı.
“KADINLAR AKP’DEN
MEDET UMMUYOR”
2002 yılından bu yana kadın cinayetleri sistematik bir artış gösterdiğine dikkati çeken CHP Kadın Kolları İl Başkanı Anar, şöyle devam etti: “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, 2002 yılında 66 kadın cinayeti işlenmişken, bu yıl 10 ayda 194’ü şüpheli olmak üzere en az 447 kadın öldürüldü. Bir kez daha haykırıyoruz: şüpheli kadın ölümü yoktur, etkin yürütülmeyen soruşturma vardır. Kadın cinayetleri politiktir. Bizler AKP’den medet ummuyoruz.
“YEREL YÖNETİMLERİMİZLE ŞİDDETİ VE
TACİZİ ÖNLEME BELGESİNİ PAYLAŞTIK”
Bugün CHP’li belediyelerimizle ‘Yerel Yönetimlerde Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizi Önlemeye Yönelik Politika Belgesi’ni paylaştık. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün ilgili sözleşmesini (ILO 190), iktidar imzalamasa da bizler yerel yönetimlerimizle hayata geçireceğiz. CHP’li Belediyeler çalışma hayatında şöyle bir irade ortaya koyuyor: İstanbul Sözleşmesi’nin yanı sıra Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler, Anayasa ve diğer mevzuat hükümlerinin öngördüğü toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik tüm düzenlemeleri esas alırız. Her türlü ayrımcılığın karşısında dururuz. Bu anlayışla, Yerel Eşitlik Eylem Planı hazırlamayı, hayata geçirmeyi ve veri toplamayı kabul ediyoruz. İş yerinde şiddetin ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması için şiddet mağduru çalışanı gözeteceğiz.”
“ÖNÜMÜZDE DURMAYA KİMSENİN
GÜCÜ YETMEZ VE YETEMEYECEK”
Eşitlik mücadelesinden asla vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Anar, şunları kaydetti: “Kadınlar Vardır, Kadınlar Her Yerde” diye haykırırken sesimizi de sözümüzü de yükselteceğiz. Budamaya çalıştıkları yasaların etkin uygulanması için örgütlü gücümüzle direneceğiz. Can simidimiz olan İstanbul Sözleşmesi’ni ilk fırsatta yeniden uygulamaya koyacağız. Kıyafetimizden kahkahamıza, kaç çocuk doğuracağımızdan ne zaman evleneceğimize kadar her şeyimize karışanlara geçit vermeyeceğiz. Kadını aile içinde eritmeye çalışanlara, eşit yurttaşlık haklarımıza sahip çıkarak cevap vereceğiz. Kadına yönelik şiddeti de kadın cinayetlerini de sonlandıracağız. Biz kadınlar vardık, varız ve var olacağız. Çok kararlıyız. 63 yıl önce çırpılan kelebeklerin kanatları bugün daha güçlü çırpılıyor! Önümüzde durmaya kimsenin gücü yetmez, yetmeyecek.”