Kızılırmak Havza Su Kurulu Toplantısı’nda konuşan Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Satuk Buğra Fındık, “Şu an ülkemiz aslında su stresi çeken bir ülke ama 2030 yılından sonra artık biz önlem almazsak yine aynı şekilde faaliyetlerimizi sürdürürsek eğer, su kıtlığı çeken ülkeler pozisyonuna gireceğiz” dedi.
Kızılırmak Havza Su Kurulu 2025 Yılı Toplantısı, Samsun Vali Orhan Tavlı’nın başkanlığında Ömer Halisdemir Kongre ve Toplantı Salonu'nda gerçekleştirildi.
İl Tarım ve Orman Müdürlüğü koordinasyonunda, Çorum Valisi Ali Çalgan, Kızılırmak Havzası'nda yer alan diğer illerin temsilcileri ve Samsun Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam'ın katıldığı toplantıda, iklim değişikliği, su verimliliği ve Kızılırmak Havzası'na ilişkin mevcut ve geleceğe dönük planlamalar ele alındı. Su kaynaklarının korunması, sürdürülebilir kullanımı ve etkin yönetimi için yapılması gereken çalışmalar değerlendirildi.
“TÜRKİYE 2030’DAN SONRA SU KITLIĞI
ÇEKEN ÜLKELER POZİSYONUNA GİRECEK”
Gerekli önlemlerin derhal alınması gerektiğinin altını çizen Su Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Satuk Buğra Fındık, “Dünyamızın dörtte üçü su. Bu dörtte üçlük suyun sadece yüzde 2,5'luk kısmı tatlı su. Biz bunun yüzde 1,2'sini yer üstü sularından, yüzde 30'unu yer altı sularından sağlamaktayız. Geriye kalan su miktarı da tamamıyla buzullarda bulunmakta. Biz bir bardak su içerisine sadece bir damla suyu kullanabiliyoruz. Dünyadaki 8,5 milyar insan, bu bir damla suyun hem miktar hem kalite olarak yönetimini sağlamak üzere yoğun bir gayret içerisinde. Bizler de bakanlık olarak su yönetiminde suyun hem kalitesini hem miktarını korumak üzere çalışmalar yürütmekteyiz. Son yıllarda iklim değişikliğinin etkisiyle su kaynaklarının üzerindeki baskının arttığını hepimiz biliyoruz. Yapmış olduğumuz çalışmalar doğrultusunda 2100 yılına doğru su kaynaklarımızın yüzde 25 azalacağını, bu azalmanın etkisinin de yağışlardan ve özellikle sıcaklık artışlarından olacağını biliyoruz. Geçtiğimiz yıl yapmış olduğumuz su nüfus projeksiyonları çalışmaları doğrultusunda çok daha vahim bir durumla karşı karşıya olduğumuzu fark ettik. 2030 yılına doğru artık hem nüfusun artışıyla hem de iklim değişikliğinin etkisiyle su kaynaklarımızın yüzde 20 mertebesinde azalmasını beklemekteyiz. Şu an ülkemiz aslında su stresi çeken bir ülke ama 2030 yılından sonra artık biz önlem almazsak yine aynı şekilde faaliyetlerimizi sürdürürsek eğer, su kıtlığı çeken ülkeler pozisyonuna gireceğiz. Bunun için de bizler suyu planlı, programlı bir şekilde yönetmek zorundayız” diye konuştu.
“DİKKAT ETMEZSEK, KIZILIRMAK'IN
SUYLA DOLU OLDUĞU GÜNLERİN
FOTOĞRAFINI ÇERÇEVELERDE
İZLEMEK ZORUNDA KALABİLİRİZ”
Gerekli tedbirlerin alınmaması durumunda Kızılırmak’ın dolu ve temiz görüntüsünün sadece fotoğraflarda kalacağına dikkat çeken Samsun Valisi Orhan Tavlı, “Sivas'ta Kızıldağ'ın eteklerinden doğduktan sonra Kayseri'den Ankara'ya Çorum'dan Samsun'a kadar uzanan güzergahta tam 14 ilimizi kapsayan geniş bir coğrafyanın can damarı olan Kızılırmak, taşıdığı suyla havzadaki illere hayat vermekte, tarımsal üretimin ve tarımsal ekonomimizin temelini oluşturan pek çok ürün de Kızılırmak'ın bu cömertliğinden nasiplenmektedir. Zirai potansiyeli sadece bölge ekonomimiz için değil ülkemizin gıda güvenliği ve ihracat kapasitesi için de vazgeçilmez bir önleme sahip olan Kızılırmak Havzası'nın verimli topraklarında en güzel sebzeyi, meyveyi ve tahılını yetiştiren çiftçilerimiz de ürünleriyle ülkemizin kaliteli, temiz ve güvenli gıda ihtiyacını karşılamaya el birliğiyle devam etmektedirler. Özellikle son yıllarda etkisini iyiden iyiye hissettirmeye başlayan iklim değişikliği ve hızla artan doğamıza, toprağımıza zarar veren su kirliliği bu kadim havzayı tehdit etmekte, artan sıcaklıklar, düzensiz yağış rejimleri ve insan faaliyetlerinin neden olduğu kirlilik Kızılırmak'ın debisini düşürmekte, su kalitesini olumsuz etkilemekte ve ekosistem üzerindeki baskıyı da gün geçtikçe arttırmaktadır. Eğer bugün hep birlikte bu tehditlere karşı gerekli adımları hızlı ve etkin bir şekilde atmazsak, gelecek nesillerimize ne yazık ki sadece kuruyan nehir yatakları, verimsiz topraklar ve Kızılırmak'ın tertemiz suyla dolu olduğu güzel günleri yansıtan fotoğraflarını sadece hep birlikte çerçevelerde izlemek zorunda kalabiliriz” şeklinde konuştu.

6Ad7C369 9Dac 4C02 887F Eb47Ee1Fad6C

Editör: İHA AJANS