2015 7 Haziran seçiminde yenilgiye uğrayan Erdoğan’ın baskı ve şiddet politikalarını artırarak, işçi ve emekçilerin üzerinde baskı kurarak, halk üzerinde terör estirerek, savaş ve çatışmacı politikalarını sürdürdüğünü kaydeden Özünel, “Saray iktidarı ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak için en gerici güçlerle ittifak ve iş birliğini sürdürmüş, 2019 yerel seçimleri, 2023 genel seçimleri sürecinde devletin tüm imkânlarını seferber ederek iktidarda kalmıştır” dedi.
AKP’nin 2023 14 ve 28 Mayıs seçiminden sonra uyguladığı 12. Kalkınma Planı, 3 yıllık Orta Vadeli Program (OVP) ve 2024 bütçesiyle işçi ve emekçilere nasıl bir ekonomik saldırı programı uygulayacağını açıktan ilan ettiğini belirten Özünel, açıklamasında şunları dile getirdi:
“Üç ay önce övünerek % 50 artırdık dedikleri asgari ücret açlık sınırı ile eşitlenmiş, yoksulluk sınırı 55 bin TL’ye dayanmış, kiralar uçmuş, enflasyon önlenemez yükselişe geçmiş, döviz tüm müdahalelere rağmen yükselişini sürdürmüş, emekli açlıktan ölüme terk edilmiş, sağlık sistemi iflas etmiş, eğitimde gerici politikalar hız kesmemiş, MESEM, ÇEDES projelerine hız verilmiş, demokratik hak ve özgürlükler kullanılamaz hale gelmiştir.
İşçi sınıfının görece kullandığı sendikal hak ve özgürlükler baskı altına alınmış, iş cinayetleri artmış, kadınlar için güvensiz, gençler açısından geleceksizlik kaygıları büyüyerek devam etmiştir.
Siyonist İsrail'in Filistin halkına uyguladığı soykırımcı politikalar karşısında ekonomik ve ticari ilişkiler sürdürülmüştür.
İşte bu koşullarda gidilen yerel seçimlerde saray rejimi, tek adam ve etrafındaki gerici güçler halktan iz bırakacak bir tokat yemiştir.
İşçilere ve emekçilere güvenmeyen siyasi anlayışların, burnundan kıl aldırmayanların dersler çıkaracağı, halktan öğreneceği bir seçim sonucu ortaya çıkmıştır.
Fabrikalarda, işyerlerinde, emekçi semtlerinde iktidarın tüm baskıcı ve otoriter tutumuna itiraz ederek sandıktan güçlü bir değişim rüzgârı estirilmiştir.
Halkımız, iktidar ve yanındaki güçlerin ekonomik, sosyal, siyasal ve halk düşmanı, savaşı politikalarına güçlü bir itiraz gerçekleştirmiştir. Bu itirazın içinde tüm emek ve demokrasi güçlerinin payı vardır.
Direnen işçilerin, özgürlüğünden vazgeçmeyen kadınların, gelecek isteyen gençlerin, çocuklarına bir öğün ücretsiz yemek talep eden velilerin, tarlasında ürününü tüccara yok pahasına vermek zorunda kalan üretici köylülerin, kapıkulu olmayacağız diyen kamu emekçilerinin, açlığa terk edilen emeklilerin payı var.
Tek adam seçimi değerlendirdiği balkon konuşmasında her alanda uyguladıkları hız kesmeden, esnetmeden, gevşetmeden saldırı politikaların noktasına, virgülüne kadar uygulayacaklarını, zehir reçetesinin arkasında olduğunu bir kez daha ilan etti. Şimdi bu politikalara karşı ortaya çıkan itirazı büyütmek, ete kemiğe büründürmek, demokratik kazanımlara çevirmek, gelirde adalet, vergide adalet sağlamak, 12. Kalkınma planına, 3 yıllık OVP’ye savaş politikalarına dur demek için tüm emek ve demokrasi güçlerine görev düşmektedir. Sandık esaslı, her şeyi seçime tahvil eden politik anlayışların değiştiği, hak arama mücadelesinin, talepleri elde etme mücadelesinin her alanda örgütlendiği bir süreci birlikte inşa etmeliyiz.
Şimdi görevimiz Ekmek, Barış, Özgürlük ve Adalet için 1 Mayıs'ın kitlesel ve yaygın örgütlenmesidir.” (Haber Merkezi)