Dr. Sönmezer, “Bebek dört veya beş aylık olduğunda daha hareketli hale geliyor ve bu da işlemin süresini uzatabiliyor. Bu nedenle erken dönemde sünnet yapılmasını öneriyoruz” dedi.
Yenidoğan sünnetinin, tecrübeli ellerde lokal anestezi ile kısa sürede tamamlandığını vurgulayan Sönmezer, “Genel anesteziye ihtiyaç duyulmaz, dolayısıyla bebeğin aç kalmasına da gerek yok. Tok karnına yapılan sünnet sırasında bebek çoğu zaman uyur” diye konuştu.
İyileşme sürecinin bu yaş grubunda oldukça hızlı olduğunu kaydeden Sönmezer, sünnet derisindeki damarların çok küçük olması nedeniyle belirgin bir kanama riskinin bulunmadığını söyledi. Ayrıca sünnetsiz çocukların, sünnetli çocuklara göre 10 ila 20 kat daha fazla idrar yolu enfeksiyonu geçirdiğini belirtti.
Yenidoğan sünnetinin hijyen açısından da önemli avantajlar sunduğunu ifade eden Dr. Sönmezer, “Penis ön derisindeki yapışıklık ve darlıklar da bu sayede önlenmiş olur. Ayrıca bu yaşta yapılan sünnet, çocuğun psikolojik açıdan etkilenmemesini sağlar” dedi.
Sünnet sonrası bakımın da oldukça kolay olduğunun altını çizen Sönmezer, “Ayrı bir pansuman gerekmez, sadece antibiyotikli kremle günlük bakım yeterlidir. Bebek bezinin sağladığı koruma sayesinde mikrop kapma ya da tahriş olma riski de çok düşüktür” dedi.
Dr. Sönmezer, işlemden sadece bir saat sonra bebeğin taburcu edilebildiğini de sözlerine ekledi.

Rektör TBMM'ye mi gidiyor? Rektör TBMM'ye mi gidiyor?

Editör: Haber Merkezi