Devlet Tiyatrosu Salonu’nda gerçekleştirilen etkinliğe Vali Yardımcısı Tamer Orhan, Garnizon Komutanı ve ASAL Bölge Başkanı Kıdemli Albay Mehmet Emin Altan, Belediye Başkan Yardımcısı Turhan Candan, Çorum 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Öztürk, İl Jandarma Komutanı J. Kd. Alb. Naim Çetinkaya, Emniyet Müdürü Arif Pehlivan, ÇESOB Başkanı Recep Gür, Taksiciler ve Minibüsçüler Odası Başkanı Mehmet Gayretli, Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimler Derneği Çorum Şube Başkanı Galip Deniz, Halk Bankası Bölge Müdürü Alparslan Cengiz Şeker, Okul Aile Birliği Başkanı Ali Karabacak, eğitimciler, veliler ve öğrenciler katıldı.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan programın açılış konuşmasını yapan Kurucu Müdürü Selami Tüysüz, “Bugün, Türk'ün ulusal savaş tarihine altın harflerle yazılan Çanakkale Zaferi'nin 109. yıldönümünü kutlamakta ve vatanımız için canlarını seve seve feda eden şehitlerimizin Şehitler Günü'nün onurunu ve gururunu yaşamaktayız” dedi.
109 yıl önce yüzbinlerce vatan evladının bu vatanın bedelini ödemek üzere Çanakkale'ye çağrıldığını belirten Tüysüz, “Amacımız, geçmişteki savaşların zaferleriyle mutlu olmak değil. Eğer amaç vatan savunmasıysa, eğer amaç hürriyet davasıysa, bir ölüm kalım mücadelesiyle, buna savaş diyemezsiniz. Ve bunu anlatmak boynumuzun borcudur” ifadelerini kullandı.
“ÇANAKKALE’YE GELDİLER, GÖRDÜLER VE DÖNDÜLER”
Vatan denilen bu toprağın diyeti ağır ödenmiş bir toprak olduğunu kaydeden Tüysüz, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Bana deseler ki, Çanakkale'yi üç kelimeyle anlat. Derdim ki, geldiler, gördüler ve döndüler. Evet, geldiler. 1915, 1.Dünya Savaşı, Osmanlı Devleti, dünyanın en büyük devletleriyle mücadele ediyor. İngiltere, Fransa, Avustralya ve Rusya ve de beraberinde getirdikleri binlerce sömürge askeri, Osmanlının kalbine giden boğaz yoluna pençelerini sarkıttı.
Çünkü; amaçları İstanbul'du. Başkent İstanbul alınırsa, Osmanlı tarihe karışacak ve Türk milleti bu topraklardan atılacaktı. Evet, geldiler. Ama ben diyorum ki, gördüler! Çanakkale'yi Çanakkale yapan, gelenler değildir. Onlar 1071'den beri geliyorlar. Bin yıldır bu milleti, bu topraklardan atmak için geliyorlar. Ha, bu sefer top yekûn geldiler. Gemileriyle, toplarıyla tüfekleriyle geldiler.”
“ÇANAKKALE'Yİ ÇANAKKALE YAPAN, GELENLERİ KARŞILAYAN ASİL RUHTUR”
Çanakkale'yi Çanakkale yapanın gelenler olmadığını belirten Tüysüz, şunları söyledi:
“Çanakkale'yi Çanakkale yapan, gelenleri karşılayan asil ruhtur. O öyle bir ruhtur ki, çelik ve barut; inancın, imanın ve azmin karşısında yenik düşmüştür. O öyle bir ruhtur ki gençler, ben esir yaşamaktansa, özgür ölmeyi yeğlerim diyen insanların ruhudur. Davaları büyüktü... Vatan davasıydı...
Şimdi soruyum sizlere... Vatan ne demek? Şu an üzerine bastığınız kara toprak parçası mı? Ya da sınıflarınızda sınırları haritalara çizilmiş, her gün gördüğünüz coğrafya parçası mı? Ben diyorum ki, değil... Birileri, bizden önce giden birileri, o coğrafya parçasını vatan yaptılar. Coğrafya parçası başka bir şeydir. Ama toprak kanla yoğrulmuşsa, canla ödenmişse bedeli, artık adı vatandır. Ben diyorum ki, vatan özgürlüktür, hürriyettir vatan. Her gün eve gidiyorsunuz, buradan çıkıyorsunuz, özgürce, çantanız sırtınızda, bir taşa vuruyorsunuz ayağınızı, ıslık çalıyorsunuz. Belki şakalaşıyorsunuz arkadaşlarınızla. Kimse önünüze çıkıp ‘dur, yürüme bu yoldan’ demiyor. Sonra evinize varıyorsunuz, ne rahat… En özgür, huzurlu olduğunuz yer. Başımı sokacak bir evim olsun da başka bir şey istemem. Ben de diyorum ki, evimin evidir vatan.
Ben özgürlük istiyorum. Bu bayrağın altında konuşuyorsam şuan ve hepiniz ciğerlerinize bu nefesi çekiyorsanız bir bir, unutmayın gençler, birileri nefesini kaybettiği için biz bu özgürlüğü yaşıyoruz.”
“ÇANAKKALE ÖYLE BİR YER Kİ, YOKLUK VARLIĞI YENMİŞTİR”
“Ve döndüler diyorum. Çanakkale öyle bir yer ki, yokluk varlığı yenmiştir. Maneviyat maddiyatı yenmiştir. Özgürlük sömürgeyi yenmiştir. Esaretin zincirini kırmıştır.
Bu duygularla, bizlere bu büyük zaferin haklı gururunu yaşatan, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere bu mücadeleye iştirak eden Türk ordusunun kahraman mensuplarını, onu her şeyiyle destekleyen aziz Türk ulusunu ve vatanları uğruna hayatlarını seve seve feda eden bütün aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, ruhları şad olsun diyorum.”
“ÇANAKKALE BİR VAR OLUŞ YOK OLUŞ SINAVIYDI”
Tüysüz’ün konuşmasının ardından kısa bir selamlama konuşması yapan Belediye Başkan Yardımcısı Turhan Candan, Çanakkale Savaşı’nın bu milletin hayatındaki en büyük sınavlardan birisi olduğunu söyledi.
Çanakkale’nin bir var oluş yok oluş sınavı olduğunu kaydeden Candan, “Bugün gururla al bayrağımız dalgalanıyorsa işte orada verilen o büyük sınavın sonucudur” dedi.
“ÇANAKKALE ZAFERİ İLE MİLLETİMİZİN KADERİ DEĞİŞTİ”
Okul Müdürü Muhammet Çırak ise yaptığı konuşmada, “Türk milletinin gurur kaynağı, muzaffer tarihinin mümtaz sayfalarından biri olan ve 109. yıl dönümünü kutladığımız 18 Mart Çanakkale Zaferi, milletimizin birlik ve beraberlik uğruna tüm varlığını ortaya koyduğu unutulmaz bir destandır” dedi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ‘Size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum’ sözlerinin vücut bulduğu bu zaferin, Türk milletinin istiklali uğruna nelerini feda edebileceğinin en bariz göstergesi olduğunu kaydeden Çırak, “Hiçbir zaman geri dönmeyi düşünmeyen, düşmanı bile kendisine hayran bırakacak kadar asil bir davranış sergileyen kahraman ecdadımız, elde ettikleri bu zafer ile milletimizin hatta coğrafyanın kaderini değiştirmiştir” ifadelerini kullandı.
“MİLLET OLMA BİLİNCİNİN TOHUMLARI ATILDI”
Çanakkale'de ülkenin her köşesinden aynı amaç için bir araya gelen yüzbinlerce Mehmetçiğin verdiği emsalsiz iradenin, millet olma bilincinin tohumlarını atarak, Kurtuluş Savaşı'nın kazanılması ve Cumhuriyet'in kurulmasına zemin hazırladığını ve bu toprakları bize vatan yaptığını belirten Çırak, “Bugün bize emanet edilen bu kutsal vatan topraklarında, canımızdan, malımızdan emin olarak gurur ve onurla bağımsız bir hayat sürdürüyorsak bunu aziz şehitlerimize ve kahraman gazilerimize borçluyuz.
Vatan topraklarının ve bağımsızlığın korunması için nasıl bir savaşın verildiğini millet olarak hepimiz bilmek ve bizlere bu güzel yurdu miras bırakan atalarımıza ve şehitlerimize karşı olan sorumluluklarımızı yerine getirmek zorundayız.
Bu duygularla, başta Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere Türk Milleti'nin bölünmez bütünlüğü uğruna hayatlarını feda eden aziz şehitlerimizi, ebediyete intikal eden kahraman gazilerimizi rahmet ve şükranla anıyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun” şeklinde konuştu.
ORATORYO BEĞENİYLE İZLENDİ
Yapılan konuşmaların ardından ilk olarak “Açılış Oratoryosu” sahnelendi. Devamında 11/B sınıfı öğrencilerinden Sude Çelik, Mehmet Akif Ersoy’un “Çanakkale Şehitleri” isimli şiirini okudu.
Program, öğrenciler tarafından hazırlanan “Tarihte İz Bırakanlar Oratoryosu” ve “Bir Destandır Çanakkale” isimli tiyatro oyununun izlenmesi ile sona erdi.
(Haber Merkezi)