Filistin’de yaşanan soykırım ve katliamlara karşı, kadını, erkeği, çocuğu ve yaşlısı ile direnen Gazzelilerin yanında olduklarını belirten katılımcılar, taşıdıkları döviz ve açtıkları pankartlarla tepkilerini dile getirdi.
Saat Kulesi önünde düzenlenen eylemde ilk olarak Mustafa Kerim Üngör konuştu. Üngör Müslümanlar olarak bir zulüm karşısında alınması gereken tavra değinerek, “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir” hadisini hatırlattı.
Hafız Enes Akyüz’ün Kuran’ı Kerim ve mealini okunduğu eylemde, basın açıklamasını Handa Kirişçi yaptı.
Basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi: “Bugün Filistin’de kadınlar İsrail işgalinden kaynaklanan büyük zorluklarla karşı karşıya. İsrail'in Gazze'deki saldırıları, özellikle kadınları ve çocukları hedef alıyor ve büyük acılara yol açıyor. Gazze'deki kadınlar, temel ihtiyaçlardan yoksun şekilde yaşam mücadelesi verirken, aynı zamanda İsrail askerlerinin şiddetine maruz kalıyorlar. Çoğu kadın psikolojik ve fiziksel hastalıklarla mücadele ediyor. Özellikle ailelerini ve çocuklarını kaybeden Gazze'deki kadınlar için zorluklar derin ve tarif edilemez nitelikte. Su, elektrik ve yiyecek gibi temel ihtiyaçlardan yoksunlar ve açıkta yaşıyorlar. Güvenli bölgelere kaçmaya çalışan hatta beyaz bez parçası taşıyan kadınlar öldürülüyor. Kadınlar ayrıca İsrail askerleri tarafından tecavüz de dâhil olmak üzere türlü şiddetle karşı karşıya.
Batı ve kurumlarının çifte standart tavrına ve her zaman olduğu gibi kendi çıkarlarına hizmet ettikleri hatırlatılarak şöyle devam edildi. 7 Ekim'den sonra övündükleri bütün değerlerin içi boş, sadece kâğıt üzerinde, faydasız konuşmalardan ve gösterişli sloganlardan ibaret olduğunu gördük. Batı, Gazze'de insanlığa karşı işlenen suçları yok sayarken, Rusya-Ukrayna savaşına taraflı yaklaşımına şahit oluyoruz. Dünya çocuklara ve kadınlara karşı bile adaletsiz. Sadece Batılı çocuklara ve kadınlara önem veriliyor. Bu kıyaslama kabul edilemez. Filistinli çocuklar ve kadınlar cesur ve bu toprağın gerçek sahipleri, dünya bilmeli ki bu çocuklar Filistin'i baskıcı ve zalim işgalden kurtaracaktır denildi.
İsrail’in saldırıları bir kez daha gösterdi ki, emperyalizmin koçbaşı Siyonizm, yalnızca Filistin için değil, başta İslam coğrafyası olmak üzere tüm dünya halkları ve bizler için de bir tehdittir. Arzı mevut hayalleriyle üzerinde bulunduğumuz toprakları işgal etme hayalleri kuran İsrail'e ve küresel destekçilerine karşı durmak boynumuzun borcudur. Dünyanın ikiyüzlü suskunluğuna karşı, insanlığın onuru için zulme karşı olduğumuzu haykırıyor ve safımızı ilan ediyoruz. Ayrıca; Türkiye’yi, uluslararası mekanizmaları harekete geçirmek için daha fazla gayret göstermeye ve İsrail’in attığı hukuksuz adımları ve işgali durdurmaya, Türkiye limanlarını Siyonist İsrail'e kapatmaya, tüm anlaşmaları feshetmeye çağırıyoruz. Bize düşense terör devletinin mallarının kesinlikle boykot edilmesidir. Zalime kurşun parası olarak dönen tüm Siyonist destekçisi ürünlere her türlü boykotta ısrarlı ve sürekli olmak zorundayız. Gazzeli Müslüman Kardeşlerimize insani yardımların ulaştırılabilmesi, insani dramların daha fazla uzamaması için başta Gazze'ye sınırdaş olan Mısır olmak üzere tüm İslam Ülkelerini harekete geçmeye ve başta Refah sınır kapısını olmak üzere tüm sınır kapılarını acilen açtırmaya davet ediyoruz”
Basın açıklaması ardından Ömer Bayram tarafından yapılan duanın ardından sona erdi.