Bu başlığı hayatın her alanı için, her kesim, her sektör için kullanmak mümkün. Diyojen’in elinde fenerle “insan” aramasına benzer biçimde, yurdum insanı da “adalet” arayıp duruyor kendi yaşamında.

*** Ben de, kendi mesleğimle ilgili, gerçekten on yıllardır “adalet” aramaya devam ediyorum. Devletin koyduğu kurallara uyabilme adına, daha iyi gazetecilik hizmeti verebilme adına büyük özverilere katlananlar, her şeyi kolayca istismar edebilenlerle aynı kefeye konulmasın istiyorum.

*** Son yıllarda, “kamunun yerel gazetelere desteğinden, hak edenler yararlansın, nitelikli yayın organlarının hakları, niteliksizler tarafından gasp edilmesin” anlayışında birleştiğimiz yöneticilerin varlığı, “hak ve adalet” açısından umutlandırmaya başlamıştı beni. Okurlarımı bıktırırcasına, sık sık bu konuyu değerlendirmeye ve umutlarımı toplumla paylaşmaya çalışıyordum.

*** Bir de baktım ki, bu çürümüşlük içinde, bireysel çabalar bir noktadan sonra yetersiz ve geçersiz kalıyor. Hep kötüler galip geliyor. Kural ihlallerinin kitabına uydurulması, daima mümkün olabiliyor. Yıkıldım!

*** Adaleti aramaktan vazgeçmeyeceğim elbette, içimdeki umudu ve insan sevgisini muhafaza ederek, mücadelemi ömrüm boyunca sürdüreceğim, ama büyük hayal kırıklığı yaşadığımı itiraf etmeliyim.

*** Bir avuç duyarlı insanı kenarda tutarsanız, toplumun da bu adaletsizlikten hiç rahatsızlık duymadığını görmek ayrı bir üzüntü kaynağı. Ne oluyoruz sevgili arkadaşlarım? Adaletsizliği nasıl içinize sindirebiliyorsunuz değerli hemşehrilerim? Nereye gidiyoruz aziz milletim?